Maça akıllı bir taktikle başlayan Başakşehir, merkezden gelme sıkıntısı olan Galatasaray’ın sağ kanattan da hücum yapmasını engelleyerek bütün yükün Ömer Bayram tarafına binmesini sağladı, yine çok istekli ve tempolu oynamaya çalışan Ömer, burada kendisi için çalışmış bir savunma buldu karşısında ve ayrıca da tüm yük ona bindiğinden yorulmaya başladı. İlk yarıda bir ara Babel’i merkez de koordinatör olarak kullanmaya çalışsa da, Galatasaray bu konuda muvaffak olamadı. Belki Mahmut’un sakatlığı oyuncu değişikliğini planlanandan erken getirmiş olsa da, Okan Buruk yaptığı hamlelerle maçı almaya yönelik adımlar atmış olsa da Fatih Terim cephesinden buna doğru bir cevap gelemeyince Başakşehir istediğini alıp giden taraf oldu. Başakşehir’in golü de organizasyon açısında tam derslik oldu diyebiliriz. Özellikle bakınız Visca koşusu.

Denizlispor-Rizespor karşılaşmasının ilk yarısını seyrettikten sonra hayatımın ikinci bir 45 dakikasının daha boşa gitmesine gönlüm razı olmadı ve maçı değiştirdim. İkinci yarıyı seyredenler en azından gol görebilmişler ki bu da mutluluk verici.
Yine bol eksikle Ankaragücü deplasmanına çıkan Trabzonspor, şahsen beklediğimden de rahat bir şekilde sonuca gitmeyi başardı. İranlı Hüseyin’i orta sahaya koyarak eksikleri telafi etme yoluna giden Ünal Karaman, belki de orta saha için de kendine güvenebileceği de bir alternatif yaratmış oldu. Erken gelen golle de, maça baskı hissetmeden başlama imkanı bulan Bordo Mavililer, Sörloth’un Norveç semalarındaki kuzey ışıkları gibi parlamaya devam etmesiyle de emin adımlarla yolunda ilerlemeye devam etti.

Konyaspor deplasmanında hep zorlanan ve bir türlü kazanamayan Beşiktaş, bu maça da iyi başladı dilemeyiz. Kaleci dahil arkadaki 5’li ve Elnenny-Atiba ikilisi ile bir bütün halinde hareket etmeyi başaran Beşiktaş, ön bölge için henüz bu cümleyi kurdurtmayı başaramadı. Konya karşısında Ljajic’in sürekli arkasını toparlayan orta ikili olmasa, Beşiktaş çok ciddi dengesiz yakalandığı pozisyonlar yaşayabilirdi. Caner’i sürekli yer değiştirterek etkili kılmaya çalışan Avcı, bunun karşılığını Caner sağ tarafta görevdeyken, merkezde verdiği bir asist ile almayı başardı.

Sezonun şu ana kadar en flaş takımı olmayı başaran Sivasspor bu maçta yılın golüne aday goller çıkartmayı tercih etti. Sivasspor ile ilgili aslında söylenecekleri yazarımız Barış Mert Günal söyledi. Yazıya buradan da ulaşabilirsiniz.
Eleştirsek bile, Malatya gibi zorlu bir deplasmana çıktığınızda biraz daha temkinli olması Ersun Hoca’nın katılmasam bile anlayabileceğim bir durum. Sergen Yalçın’ın da Fenerbahçe’ye karşı daha temkinli çıktığını düşünürsek, belki de Ersun Hoca biraz aceleci davranmış da diyebiliriz. Ancak sorun Sarı Lacivertlilerin çıktığı 11’den ziyade, hem bu kadar defansif yönü yüksek bir takımla bile rakibin geçişlerinde zaman zaman sıkıntılar yaşaması hem de maçı almaya yönelik hamleler yerine, Ersun Hoca’nın korumaya yönelik hamleler yapmasıydı. Hocanın unutmaması lazım ki Fenerbahçe taraftarı, Aykut Kocaman bu oyunu oynatıyor diye tepki koymuş ve Ersun Yanal futbolunu istediğini dile getirmişti çoğu zaman, geçen sene de yine o şampiyonluk senesindeki oyundan dolayı Ersun Yanal sesleri yükselmişti.

12. hafta ile ilgili daha detaylı analizlerimiz için videomuzu izlemenizi öneririz.
Comments
No Comments