Kaç zamandır aklımdaydı otomobil kullanmanın tutkuya döndüğü noktayı adrenaline çeviren yıldızları anmak. Onlar modern insanların şu an kullandığı dayanıklı ve mekanik anlamda kusursuza ulaşan teknolojilerin analog sürücüleriydiler. Direksiyonun başına geçtikleri zaman o arabanın hem mühendisi, hem elektrik uzmanı hem de teknisyeniydiler. Günümüzde Ralli sporu biraz geri planda kalsa dahi bazı isimler bu sporun ayağa kalmasında ve popüler olmasında çok büyük rol oynadı. Tüm şampiyonlara selam olsun…
Colin McRae
Beş kez Britanya Ralli Şampiyonu Jimmy McRae’nin oğlu, profesyonel rallici Alistair McRae’nin ağabeyidir. Aile geleneği olan bu spora 1986’da kullandığı Talbot Sunbeam ile başladı. İskoç Ralli Şampiyonası’na düzenli olarak katılan McRae, hızı ve ilgi çekici sürüş tarzıyla ismini duyurdu. Sürüş stili, idolü olarak gördüğü ünlü Finlandiyalı ralli pilotu Ari Vatanen ile kıyaslanmasını sağladı. McRae kısa sürede önce bir Vauxhall Nova, daha sonra bir Ford Sierra XR 4×4 kullanmaya başladı. Dünya Ralli Şampiyonası’nda (WRC) ilk kez ortaya çıkması 1987 İsveç Rallisi’nde kullandığı Nova ile oldu. 1989’da ise aynı yerde kullandığı Sierra ile genel sıralamada 15.’liği elde etti. Daha sonra aynı yıl Yeni Zelanda Rallisi’ni arkadan itişli bir Sierra Cosworth ile genel klasmanda beşinci sırada bitirmeyi başardı. 1991’de Colin, Prodrive Subaru takımına İngiltere Ralli Şampiyonası için katıldı. 1991 ve 1992’de iki kez şampiyon oldu. 1995’de Dünya Ralli Şampiyonası’nı kazanmış; 1996, 1997 ve 2001’de şampiyonluk için mücadele etmiş, 1998’de üçüncü olmuştur.Subaru takımının 1995, 1996 ve 1997 yıllarında; Citroën’in 2003’de üreticiler şampiyonasını kazanmasında önemli rol oynamıştır. Kraliçe II. Elizabeth tarafından 1996’da MBE (Member of the British Empire – İngiliz İmparatorluğu Mensubu) ünvanıyla ödüllendirilmiştir. McRae 15 Eylül 2007’de saat 16:00 sıralarında kendi kullandığı helikopterle 17. yüzyıl’dan kalma malikanesinin yakınına inerken helikopterin düşmesi sonucu hayatını kaybetmiştir. Yaşanan kazada oğlu Johnny, oğlunun en iyi arkadaşı Ben Porcelli ve aile dostlarından Graeme Duncan da hayatlarını kaybetmişlerdi.
Carlos Sainz
1962 Madrid doğumlu ralli pilotu kariyeri boyunca ‘el Matador’ lakabı ile parkurların tozunu attırdı. Dünya Ralli Şampiyonası’na ilk olarak 1987’de Ford Sierra Cosworth ile katılmış, 1989’da Toyota Celica ile kariyerine devam etmiştir. Toyota ile iki Dünya Şampiyonluğu kazanan ‘el Matador’ 1996’da Ford takımına geçip Escort Cosworth kullanmaya başlamadan önce iki yıl boyunca Subaru İmpreza ile yarışmıştır. 1998’de Toyota takımına geçmiş, 2000 yılında bir kez daha Ford’a dönmüştür. 1988’den beri birlikte Luis Moya’nın co-pilotluğunda yarışan Sainz 2003’de yılında ekonomik sebeplerden ötürü Luis Moya ile yollarını ayırdı. Citroen ile o sezon Türkiye Rallisini kazandığını da hatırlatalım. Daha çok F1’de görmeye alışık olduğumuz uzun soluklu takım arkadaşlığı durumu (Schumacher-Barrichello, Coulthard-Hakkinen vb) WRC’de Sainz ve McRea arasında görüldü. Bir çok takımda beraber direksiyon sallayan bu ikili çok sayıda takıma şampiyonluk ve yarış kazandırdı. ‘el Matador’ 2005 yılında 43 yaşında Citroen koltuğunda WRC’ye veda ettikten sonra Volkswagen takımıyla 2006 yılında Dakar Rallisi ile birlikte otomobil sporlarının farklı bir dalında gövde gösterisine başladı. 2016 yılına kadar Cross yarışları ve Dakar Rallilerinden izlediğimiz Sainz pilotluk kariyerine 2016 yılı itibariyle son verdi. 2012’de Rally Hall Of Fame’e seçilen isim için Ralli sanatçısı dersek abartmış olmayız.
Markku Alén
Anthony Peacock, Markku Alén için ‘Çünkü o bir İtalyan Fin! Bir Fin’in hızına ve bir İtalyan’ın tutkularına sahip’ diyerek pilotun yeteneklerini açıklamıştır. 15 yıl boyunca Fiat ve Lancia gibi iki İtalyan markası ile çalışan Fin pilot ilk WRC etap şampiyonluğunu Fiat 124 ile Portekiz Rallisi’nde yaşadı. Alén sürüş stili ile ‘maksimum atak’ tabirini ralli terminolojisine sokmuştur. Kariyerinde 1 kez (1978) Dünya Ralli şampiyonluğu yaşayan Fin pilot 19 Ralli Şampiyonluğu ve 56 kez podyum gördü. 2001 yılında Neste Finlandiya Rallisi’nde birinci olan Markku Alén kariyerine son verdikten sonra 2010 yılında Ferrari’nin test pilotu olarak göreve başladı. Kariyeri boyunca sırasıyla Ford, Fiat, Lancia, Subaru ve Toyota takımlarının direksiyonunda görev yaptı.
Tommi Makinen
1964 doğumlu Fin ralli pilotu kariyerine Lancia Delta HF 4WD ile 1988 yılında başladı. İlk podyumunu 1994 yılında şimdiki adı ile ‘Neste Rally Finland’ olan fakat o zaman ki adıyla ‘1000 Lakes Rally’ olarak bilinen yarışta efsane otomobil Ford Escort RS 2000 ile gördü. 1994 yılının sonlarına doğru Japon takımı Mitsubishi Ralliart ile anlaşan Fin pilot efsane isimler arasına girmeden önceki ilk ciddi imzasını atmış oldu. Kariyerinde 1996-1997-1998-1999 yıllarında WRC’yi şampiyonlukla tamamlayan isim Mitsubishi Ralliart’ı ve Mitsubishi EVO efsanesini yaratmış oldu. Tommi’nin de Colin Mcrea gibi önemli bir firma tarafından ‘Tommi Mäkinen Rally’ isimli bir bilgisayar oyunu yapıldı. Kariyeri boyunca ‘Flying Finn’ (uçan Finlandiyalı) olarak anılan isim 2002 yılında Subaru ile anlaştı. 2002 yılında Monte Carlo Rallisi ile son yarış galibiyetini kazanan ‘uçan Fin’ 2003 yılında Büyük Britanya Rallisi ile kariyerini sonlandırdı.
Sebastian Loeb
Sébastien Loeb gençliğinde oldukça yetenekli bir jimnastikçiyken 20’li yaşlarının başlarında dünyanın gelmiş geçmiş en iyi Dünya Ralli Şampiyonası sürücüsü olmak üzere kariyerinde değişikliğe gitmiştir. Bir röportajında ‘aracın içinde yarışmadığım her anın boşa geçtiğini hissediyorum’ diyerek ralliye olan düşkünlüğünü dile getirmiştir. ‘Frenchman’in kariyerini özetleyerek anlatmanın daha doğru olduğunu düşünerek Dünya Ralli Şampiyonası’nı co-pilotu Daniel Elena ile 2004, 2005, 2006, 2007, 2008, 2009, 2010 ve 2011 2012 yıllarında kazanmış, 2005 yılında şampiyona dahilinde 10 ralli kazanarak bir sezonda en fazla ralli kazanan pilot olmuştur. 2008 yılında 11 ralli kazanarak bu rekorunu geliştirmiş ve ralli sporunun profesörü olarak gösterilmiştir. Kendi ifadesiyle “Araba sürüyorum çünkü bundan çok hoşlanıyorum” mantığıyla ve asla tükenmeyen mücadele arzusu ile yaptığı işi çok kolay gibi gösteren Loeb, 69 galibiyet ile WRC’de en çok yarış kazanmış pilot ve ralli tarihinin en başarılı sürücülerinden birisi olmuştur. Loeb, Race of Champions yarışını üç kez kazanmış 2003’te Uluslar Kupası’nda Fransa adına Jean Ailesi ile mücadele etmiş ve kupayı kaldırmıştır. 2012 yılında Los Angels’da düzenlenen RallyCross’da gümüş madalya kazanan Loeb, 2013 yılında Arjantin’de son ralli zaferini yaşamıştır. Emekli olduktan sonra 2015 yılında amiyane tabir ile eğlence için yarıştığı Monte Carlo Rallisi’nde ilk etap sonunda en yakın rakibine 22 saniye fark atarak yeni nesle küçük çaplı bir ders vermiştir. Unutmadan bir bilgi daha paylaşalım 2006 yılında Le Mans 24 saat yarışında profesör 2.lik almıştır. Aslına bakarsanız Loeb’i benim yazamam yeterli olmayacak fakat Citroen’de geçirdiği onbeş(15) başarı dolu yılın ardından, Citroen Racing kendisi için “we loeb you” isimli klip bu efsaneyi anlatmakta bana yardımcı olacaktır…
|
Comments
No Comments