Premier Lig 34. Hafta Panoraması

Ligin boyu kısaldıkça şampiyonluk yarışı kadar Avrupa kupaları mücadeleleri ve düşme potası mücadeleleri de alev almaya başladı. Hakemlerin kart konusunda daha cömert davrandığı, faul düdükleri konusunda bol keseden düdüklerine yüklendikleri bir haftayı daha geride bıraktık. 

Arsenal deplasmanda Watford karşısında çok önemli bir 3 puanı tek golle aldı. Karşılaşma 2.dakıkasında Arsenal savunmasının geri pasında kaleci Leno çok basit bir hatanın eşiğinden dönerek maçın kaderinin kaleciler tarafından çizileceğinin sinyallerini verdi. Dakikalar 10’u gösterdiğinde Watford’un sağ beki Janmaat’ın geri pasında kaleci Foster topu uzaklaştırmak isterken yaptığı vuruş baskıya gelen Aubameyang’a çarparak ağlarla buluştu ve deplasman takımı öne geçti. 11.dakika’da ise Deeney’in topu kazanmak isterken rakipnin suratına çarpan kolu hakem ‘kasıtlı dirsek atma’ olarak yorumlayınca bu yılın flaş takımı Watford 10 kişi kaldı ve oyundaki etkinliği kayboldu. Buna rağmen 2.yarıda Arsenal’e karşı birçok pozisyon bulan Watford direk ve Leno’ya takılınca maçı kaybetti. Maçın tamamında Aubameyang, Iwobi ve Monreal Janmaat’ın savunduğu sağ kanadı otobana çevirmesiyle dikkat çekti. Maç sonunda Watford menajeri Gracia’ya Deeney’in kırmızı kartı sorulduğunda “Pozisyonun kırmızı kart olduğunu kabul etmiyorum. Troy kolunu oraya koydu ama dirseğiyle temas etmedi. Asla agresif bir hareket görmedim. Hakemin neden böyle bir karar verdiğini anlamıyorum. ”dedi.

Tarih 27 Nisan 2014 gösteriyor. Anfield Road şampiyonluk hasretini bitirmek için gün sayıyor ve rakip Chelsea. Liverpool kaptanı Gerrard sakatlığına rağmen iğne tedavisi ile sahadaki yerini alıyor ve takımını yalnız bırakmıyor. İlk yarının son dakikalarına kadar 0-0’ı koruyan Liverpool geriye doğru atılan bir pas sonucunda Gerrard’ın ayağının kayması ile birlikte topu kaybediyor ve Demba Ba’nın golü ile Chelsea 1-0 öne geçiyor. Durun heyecan yapmayın çünkü tarihler 14 Nisan’ı gösterdiğinde Anfield Road’da hikaye bu sever böyle başlamadı ve hüzünle devam etmedi. Neden mi? Sahnede futbolun Firavunu Salah vardı. Haftalardır inişli çıkışlı performansıyla güven endeksini kaybetmeye başlayan Salah ve arkadaşları 51’de Mane ile Chelsea karşısında 1-0 öne geçti. Sonrasında kronometreler 53 gösterdiğinde Salah sahneye çıktı.  Sağ kanattan paralel yaptığı toplu koşuda 2 Chelsea’lıyı geçen Mısır’lı sol ayağı ile yaptığı vuruşla ağları sarstı. Önemi ve estetiği açısında Puskas yılın golü ödülüne aday olabilecek bu gol acaba Liverpool’a şampiyonluğu getirebilecek mi? Salah’ın maç performansı ile ilgili Klopp ‘Sahaya yıldırım gibi düştü ve takımını haya uçurdu’ açıklamasıyla övdü. Bu arada Chelsea’nin devre arasından erken dönüp sahada ısınma hareketleri yapması dikkatleri çeken bir diğer olaydı. Sarri son iki karşılaşmada yaptırdığı bu antrenmanın sebebi merak konusu.

Şampiyonluk yarışındaki bir diğer takım Man City ise sezonun ilk yarısında yenildiği Cry. Palace karşısında 3 golle 3 puanı almasını bildi. Sterling’in çok kolay pozisyonlarda kaçırdığı gollerle menajer Pep Guardiola’yı zaman zaman kızdırsada attığı zor gollerle gönlünü almasını bildi ve skoru getiren isim oldu. İlk maçta yıldızlaşan Towsend ve Zaha’nın silik kaldığı karşılaşmada ev sahibi adına tek golü 81.dakikada  Luka Milivojevic’in kullandığı free kickten geldi. Gol sonrası Ederson’un kapattığı köşeden gol yemesine sinirlenen Pep’in soluğu yardımcısı Arteta’nın yanında alması ve uzun bir süre söylenmesi gözlerden kaçmadı.

Şampiyonlar Ligi’ne kalma yarışındaki iddialı takımlarından Tottenham, haftanın açılış maçında Jan Siewert’ın düşmeyi garantileyen Huddersfield’ını 4-0’la geçmesini. Bildi bu maç öncesinde Şampiyonlar Ligi çeyrek final ilk maçında evinde de Man City’i 1-0 geçen Spurs formunu bulmuş gibi gözükmekte. Bakalım Huddersfield’a gol olup yağan Spurs, Sampiyonlar Ligi Çeyrek final rövanş maçında Man City karşısında avantajını koruyabilecek mi? Bu yarışın içindeki bir diğer takım Man Utd ise evinde West Ham’ı 2-1’le geçti. 2 penaltı golüyle skoru bulan Man Utd lig yarışında puanını 64’e yükselterek Şampiyonlar Ligi iddiasını sürdürdü. 

Düşme potası ve orta sıralarda ise bu hafta heyecan doruktaydı. Özellikle Fulham haftanın sürprizini yaparak Everton’u 2-0 yendi ve taraftarının yüzünde bir tebessüm oluşturdu. Babel’in yıldızlaştığı karşılaşmada maç sonrasında Fulham menajeri Scott Parker ‘ Bana sordular.  ‘Oyuncularınız hala kavgada mı yoksa plajda mı? ‘ diye. Bugün bu sorunun cevabını sahada verdiler. Benim için, taraftar için ve diğer herkes için bugün oyunu istediler ve kazandılar. İnsanların bizim hakkımızda yanlış düşündüğünü gösterdik. Gerçek bir mücadele ve kararlılık gösterdik’diyerek takımına olan inancını açıkladı. Fakat gerçekçi olmak gerek bir galibiyet bütün sezon oynan kötü futbolu ve sıralamada bulunulan noktayı ve kazanılan puanların yetersizliğini unutturmaz.

Brighton & Hove Albion kendi evinde Bournemouth’tan 5 yemesiyle birlikte düşme potasının sıcaklığını iyiden iyiye hissetmeye başladı. Haftanın en skorlu karşılaşmasından sonra Bournemouth’la ilgili nasıl bir yorum yapılabilir bilemiyorum. Fakat bütün bir sezon boyunca EKG filmi gibi bir performansları vardı. Topladığı puandan daha fazlasını toplayabilecek potansiyeli istikrarlı bir şekilde sahaya yansıtamadılar belki ama Brighton & Hove Albion’u ve şehri ateş hattına itecek performansı sergilediler. Callum Wilson’un sezon sonu adres değiştirme ihtimali bu maç sonrasında kesinleşti gibi. Bu arada Brighton’un ateşi hissetmesini sağlayan tek şey Bournemouth mağlubiyeti değildi. Southampton’un evinde Wolverhampton’u 3-1’le geçmesi de ve ligde kalmak için ne kadar ısrarcı olduğunu göstermesi gelecek haftalar özelinde Brighton’un işini daha da zorlaştıracak. 

Author
Published
6 yıl önce
Categories
FutbolGenel
Comments
No Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir