Futbol âleminde bulunan teknik adamları kendi içinde kategorize etsek pek de haksız sayılmayız. Futbolcuya sınırsız özgürlük veren, motivasyon kaynağını en üstte tutan, sadece hücum odaklı yada savunma odaklı teknik&taktik geliştirenler olarak sıralayabiliriz. Bu yazıda bu özelliklerini gittikleri her takıma başarılı şekilde empoze etmiş teknik adamları sizler için derledik.
RİNUS MİCHELS
“General” lakaplı Hollandalı teknik adam her zaman disiplini elden bırakmayan ve mükemmeli arayan bir teknik adam olarak bilinir. Bunun yanında teknik özellikleri üst düzeyde tutan antrenman programlarının yanında o dönem farklı sayılabilecek “topla antrenmanı” arttırdı. Michels’in futbolunda en önemli değişiklik alanın kontrolü ve kullanımıdır. Top rakipteyken alanı daraltmak, top kendi takımına geçtiğinde olabildiğince genişletmek bunun en belirgin özelliğidir. Taktik olarak 4-3-3’ü benimseyen Michels, futbolcularına gerektiği gibi pozisyon alma ve bununlar beraber rakibin verdiği alanları kullanabilme özgürlüğü veriyordu. Benimsediği bu oyun yapısıyla Hollanda Milli Takımı ile kazandığı 88 Avrupa Şampiyonası’nın yanı sıra Ajax ile 5 lig – 4 Hollanda Kupası – 1 Şampiyon Kulüpler Kupası, Barcelona ile 1 Lig – 1 Kral Kupası, Leverkusen ile 1 Almanya Kupası kazandı
MARCELO BİELSA
El Loco (Deli) lakaplı teknik adam özellikle 2010 Dünya Kupası’nda Şili Milli Takımı ile dünya sahnesine bir daha inmeyecek şekilde çıktı. Oynattığı 3-4-3 sistemi ile defansif olarak adlandırılan sistemi kendine has şekilde revize ederek hücum çeşitliliği muazzam bir takım yarattı ve çoğu teknik adama ilham oldu. Bielsa defansif orta sahaları genellikle 3’lü savunmanın ortasında oynatarak geriden oyun kurmayı kolaylaştırır. Savunma esnasında bekler mutlaka çizgilere basıp alanı genişletir ve genişleyen alana orta saha oyuncuları girerek kompakt bir takım savunması yaratır. Hücumda da değişken tempo ve kısa paslar sonucu atılacak direkt paslarla sonuca gitmeyi amaçlar. Şili sonrası gittiği takımlarda bu oyunun türevlerini oynatan Bielsa’nın kazandığı bir başarı olmasa da biz futbolseverler için izlemesi en keyifli takımlar yarattı.
JOSEP GUARDİOLA
2008-09 sezonu ile Guardiola futbol alemine aldığı 3 kupa ile birlikte bir daha hiç çıkmayacak şekilde giriş yaptı. Michels ve Cruyff’un Barcelona dna’sına yerleştirdiği 4-3-3 sistemini mükemmelleştirerek Barcelona kariyerinde alınmadık kupa bırakmadı. Sadece Barcelona değil, Münih ve City’de aynı oyun sistemini takımlarına benimseterek kariyerine devam ediyor. Kalecilerini defanstan oyun kurucu olarak oyuna katması, defansif oyunculardan defans oyuncusu yaratması, tüm takımın defansif&ofansif farketmeksizin kompakt şekilde durması, kısa paslarla oyun içinde üçgenler yaratıp hızlı bir şekilde hücuma çıkması, oyuncularını hücum anlamında başka seviyelere çıkarması Guardiola’nın oyun yapısının sadece ufak bir özeti. Toplam 9 sezonluk kariyerinde Barcelona ile 4 lig-3 Kral Kupas-3 Şampiyonlar Ligi-3 Süper Kupa-3 kıtalararası kupa, Bayern Münih ile 3 lig-2 Federasyon Kupası, City ile 1 lig, 1 lig kupası ile toplam 23 kupa kazandı
ZDENEK ZEMAN
İtalya gibi taktik disiplini çok üst düzey olan ülkede yarattığı über tekniklerle gönlümüze taht kurmuş teknik adamdır. 2-4-4,2-5-3, 1-8-1 oynattığı sistemlerin birkaçı. Bundan önceki yazıda İlker abi Foggia ile olan başarılarını yazmıştı. Fakat bu yazıya konu olmasının sebebi bu taktik anlayışını diğer takımlara da başarılı bi şekilde taşıması. Hangi takımda olursa olsun taktiklerinden gram ödün vermez, yediklerinden daha fazlasını atmak için çaba içine girmiştir. Yönettiği takımların attığı ve yediği gol sürekli sezon ortalamasının üzerindedir. Pescara ile 90 gol atıp 53 gol yediği, Lecce ile 66 gol atıp 73 gol yediği sezonlar mevcuttur.
GİAN PİERO GASPERİNİ
Genoa ile vitrine çıkan teknik adam genellikle 3-4-3 sistemini benimsiyor. Fakat 2 senedir Atalanta ile bu sistemi daha da mükemmelleştirerek türevleri olan 3-4-1-2 ve 3-4-2-1 dizilişleri ile zirve yıllarını yaşamakta. Öndeki oyuncularla başlayan baskı ile rakibin uzun oynamasını sağlamak, sahanın her noktasında rakibi rahatsız edecek şok pres uygulamak, orta sahada küçük paslar sonrası kanatları kullanarak oyunu genişletmek, orta saha oyuncularının sürekli olarak ceza sahasında bulundurup şut tehdidi ve dönen topları toparlamak Gasperini’nin benimsediği oyun düzenlerinden bir kaçı. Bunun yanında yetiştirdiği oyuncularla da İtalya’da adından söz ettiren bir teknik adam olmayı sürdürüyor
TONY PULİS
Futbolseverler olarak futbolun hep pozitif yönlerini görmeye, anlatmaya, anlamaya çalışıyoruz. Fakat bir de madalyonun diğer yüzü var. Bu yüzün de en önemli lideri Tony Pulis. Yönettiği takımlarda yenilmemeyi her zaman en öne koyar. İyi futbol ya da göze hoş gelen futbol onun için pek önemli değildir. Yönettiği takımlarda futbolcudan ziyade rugby oyuncularına benzer futbolcular hep ön planda olmuştur. Yerden oynamaktan ziyade defanstan şişirilen uzun toplar, duran toplar ve taç atışları Pulis için en önemli hücum organizasyonlarıdır. Taktikten ziyade fiziksel mücadele her daim ön planda olmuştur.
Comments
No Comments