Total Futbol kavramını bir aile şirketi olarak düşünürsek, bu şirketi Dünya’nın en büyük markası haline getiren isim Johan Cruyff ‘tur demek herhalde çok yanlış olmaz. Birçok kişinin gözünde Total Futbol=Cruyff denklemi hakimdir. Ama şunu çok iyi bilmeliyiz ki Total Futbol’un geçmişi 1915’lere kadar gitmektedir.

Gelin Total Cennet Bahçesinde tohumunu attıkları oyun anlayışını yeni adı Tika-Taka ile izlemeye devam eden ve artık Sarı Fare’yi de yanlarına alan  bu büyük futbol adamlarını da bir hatırlayalım.

JACK REYNOLDS (1881-1962)

 1900 yılında kurulan şu an bildiğimiz Ajax ( Nam-ı Diğer Godenzonen), 15. yılına girip, bu İngiliz teknik adamla anlaştığında, Avrupa Futbolunu tamamen değiştirecek bir sistemin ilk tohumlarının atılacağını elbette bilemezdi. Reynolds’ın yönetiminde hem başarılar elde etmeye başlayan hem de standart dışı oyun anlayışını sahaya koyan Ajax’ın dikkatleri çekmesi çok uzun sürmemişti. Hele o dönem için teknik ve taktik anlamda çok zengin olarak adlandırılan o takım, 1970’lerin habercisi idi. Total Futbol kavramı ile ilk kez karşılaşan Avrupa artık bu kavramı aklına kazımaya hazırlanmalıydı “TOTAALVOETBOL”

 

 

 

 

 

 

JIMMY HOGAN (1882-1974)

Reynold’ın Ajax’ı, Total Futbol düşüncesinde oynanan futbolu insanların gözüne ve aklına soktuktan sonra, bu sistemi bir üst tık’a taşıma görevi bir başka İngiliz Hogan’a gelmişti.

Efsanevi Macar takımının Wembley’de İngilizlere 6 attığı maçın ardından, Macarların söylediği “ Bu oyunu Jimmy Hogan’ın bize öğrettiği şekilde oynadık. Bir gün Macar Futbol tarihi yazılırken onun ismi altın harflerle yer alacak” açıklaması onun kattıklarının bir ispatı olarak düşünülebilir. Oyuna kattığı taktik detaylar, ve takım halinde hareket etmenin önemine işaret çekmesi ve buna yönelik stratejiler geliştirmesi, Macaristan’da Teknik adamlık yaptığı dönemde ülke futbolunun ileri gelenleri tarafından dikkatlice izlendi ve Büyük Macaristan takımının temelleri o vesileyle atılmaya başlandı.

 

 

 

 

 

GUSZTAV SEBES (1906-1986)

1915 yılında tohumları atılan Total Futbol zihniyeti, ilk en büyük değişimini Sebes yönetimindeki Macar takımında yaşayacaktı. Puskas ( Michels için Cruyff ne idiyse Puskas’da Sebes için o demekti) gibi bir futbol ilahına sahip Macaristan 3-2-1-4 gibi bir formasyonla rakiplerine sahada büyük şaşkınlık veriyordu. Deep Lying Midfield gibi bir kavramı  ( tarihteki ilk sahte 9’lardan biri de diyebiliriz Hidegkuti için) yerleştiren Sebes sürekli yer değiştiren ve hareket halinde olan ileri uç oyuncularıyla rakiplerinin başını döndürüyor ve 1954 Dünya Kupası final günündeki mağlubiyet dışında 50 maçın geri kalanını namağlup tamamlıyordu. Alınan tek mağlubiyet, tarihin en trajik ve şoke edici mağlubiyetlerinden biri olunca da Sebes açısından Macar Milli Takım kariyeri bir geri sayıma giriyordu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

RİNUS MİCHELS (1928-2005)

 Takvimler 1965 yılını gösterdiğinde, tüm dünyaya yayılan değişim rüzgarı kendisini futbolda da hissettirecekti. Bu yıldan itibaren artık futbolda hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Kısa bir zaman diliminde de olsa, Reynolds’ın son Ajax döneminde onun talebesi olan Michels, hocasının yarattığı futbola artık başka bir derinlik katmanın zamanı geldiğini düşünmeye başlamıştı. Ona göre sahada yer alan futbolcular, sabit bir mevki de yer almak yerine sürekli pozisyon değiştirmeli, rakibine pres yapmalı ve sürekli yardımlaşmalıydı. Tüm bu karışık gibi gözüken ve birbirini çok iyi tanımayı gerektiren organizasyonu saha içerisinde yönlendirecek bir akla ihtiyacı vardı. Ve o aklın adı Cruyff idi. İnanılmaz teknik, fizik kondisyon ve taktik pratiklik gerektiren bu sistem, Cruyff önderliğinde Avrupa Futbolunun gördüğü en kaliteli kadro tarafından oynanınca, tüm futbol dünyası artık şu iki kavramı biraraya getirmeye başlamıştı; Ajax ve Total Futbol

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Johan Cruyff  (1947-2016)

 Futbolu baştan yaratan, birlikte hareket etme olgusuna yeni bir bakış açısı getiren, teknik taktik birlikteliğin uyumunu sahaya yansıtmayı başaran Cruyff, futbolculuğunda sahada yaptığını artık kulübede olaya yön veren ve kafa patlatan kişi olarak  Barcelona’nın tohumlarını atmaya başlarken, o dönemde de bileği bükülemez bir sistem ve takım yaratıyordu. Bakero ve Guardiola gibi pas oyununu orta alanda kurabilen, Stoichkov, Eusebio ,Romario, Beghristian gibi oyunda sürekli devinim yaratan oyuncularla Barcelona tarihini yeniden yazmaya başlarken, bu tarih yazılışında en büyük paragrafı La Masia’da hazırlıyordu. artık kulübede yapmaya başlıyor ve bugünkü