Kemal Özdeş’i hep bu fikstür yaktı. Kasımpaşa başındayken, Galatasaray-Trabzon fikstüründe aldığı mağlubiyetlerle gözden düşen Kemal Hoca’nın Göztepe başında da büyük takım fikstürünün kurbanı olmaktan kurtulamadı. Yolun açık olsun Kemal Hoca
Son 9 maçta 1 mağlubiyet 4 galibiyet, ve golcüsünün 5’i son 3 maçta olmak üzere 6 golü yani Sergen Yalçın’ın Alanya’sının 9 maçlık yükselişi. Ozan Tufan’nın bile gol pozisyonuna girebildiği bir kıvama geldiği organizasyonda, bu hafta itibariyle gördükki Sergen Hoca’nın hücum seti de sadece beklerin arkasına sarkmaktan ibaret değilmiş.
Sen misin Beşiktaş’a 4 atan ? Sükseli galibiyetinden beri, 1 puana bile muhtaç olan Kasımpaşa’da ki düşüş tüm hızıyla devam ediyor. Diagne ve Edouk gibi iki önemli silahı varken, savunmamız zaten kötü, yediğimizden fazlasını atmaya bakalım mantığındaki Kasımpaşa, bu iki isimin gitmesiyle birlikte yediğine karşılık bile vermekte zorlanan bir takım haline geldi.
Sivasspor, iyi takım, hoş takım; coşulu takım ama bunların hepsi geniş alan bulunca geçerli. Antalya gibi, rakibe geniş alan vermemek üzerine tüm sezonunu şekillendiren takımlara karşı pozisyon üretmekte, tüm bu sahip olduğu pozitif özelliklere rağmen büyük sıkıntılar yaşıyor. Daha önce dile getirdiğimiz genel eleştiriyi bu maddeye eklemlendirelim. Türkiye’de takımlarımız sadece mücadeleye ve geniş alana dayalı oynadıklarından, alternatif oyunlar gerektiğinde büyük sıkıntılar yaşıyorlar
Kaç senedir sürekli direkten dönen Bursaspor, sezonun ilk bölümündeki tüm pozitif oyun görüntüsüne rağmen sonuç alamadıkça, hem oyundan uzaklaştı, hem de yine geçtiğimiz yıllardaki psikoza girdi. İşin kötü yanı, bu sefer bizim burada ne işimiz var reaksiyonuda, takımdan pek gelecek gibi de durmuyor.
Gelelim derbiye, Ying Yang gibi bir felsefi bakış açısını belki futbola uyarladığımız için kızanlar olacaktır ama bu maçı anlatmaya bir şekilde vesile olabilir. Herşey’in karşıtlık ilişkileri içerisinde yürüdüğünü söyleyen bu bakış açısını aslında maçta da çok net gördük. İki takımda kendi iyilik ve kötülüklerinin içerisinde çıkarttıkları karşıtlıklarla maça damga vurmaya çalışırken, sahada bunun çözümlemesini yapmak özellikle Fenerbahçe açısından zaman aldı. İlk 35 dakika sıra dışı bir iyilikte (Yang) olan Beşiktaş bu sezon ilk defa 20. dakikada 2 farklı üstünlük yakalamayı başardı. İkinci yarıda ise kötü (Yin) tarafına geçen Beşiktaş’ın boşalttığı Yang tarafına Fenerbahçe geçerken, bu sezonki en organize ön alan baskısını kurduğu, en doğru pas opsiyonlarını yarattığı 45 dakikasını bize yaşattı. Aslında tüm şu cümlelerde anlattığımızı kısaca şöyle özetleyebiliriz. Abi ne maçtı be ya da Ingilizlerin dediği gibi O my lord What a Come Back
Comments
No Comments