Premier lig her zaman sürprizlerle doludur. Fakat 7. Hafta özelinde bunu söylemek pek mümkün olmadı. 29 gole sahne olan haftada, Liverpool Şampiyonlar Ligi öncesinde vites yükseltmezken Chelsea, Lampard yönetiminde iç sahada galip gelmesini bildi. Brendon Rodgers, Liverpool deplasmanı öncesinde rakibine göz dağı verdi.
Leicester City dolu dizgin yoluna devam ediyor. Haftasonun’da Newcastle karşısında 5-0 kazanan kurtlar 0 hata ile maçı tamamladı. Newcastle’nin eksik kadrosunun bunda biraz katkısı olsa da, 3-0’dan sonra rehavete kapılmadan savunmada ve hücumda anı özveri ile oynayan Brendon Rodgers’in öğrencileri Liverpool’u gözüne kestirmiş durumda. Jamie Vardy, Maddison’un yokluğunda Barnes ve Albrighton’dan aldığı servislerle skor üretirken Çağlar’ın hatasız oyunu Leicester’ı 7.haftada 3.sırada tutmaya yetti. Bu karşılaşmada Leicester’ın 642 başarılı pas yapması sezonun rekoru olabilir. Bir sonraki Newcastle maçına kadar…

İngiliz futbolunun yaşdaş, yenilikçi ve ürettiği sisteme sonuna kadar bağlı iki teknik adamı Dean Smith ve Sean Dyche kozlarını Villa Park’ta paylaştılar. McGinn oyunuyla A.Villa’yı taşırken, Burnley kanatlardan üretmeye çalıştığı hücum varyasyonlarıyla skora tutundu. 2-2 tamamlanan karşılaşmada atılan bütün goller kanat ortalarından gelirken A.Villa 3/27 orta isabetiyle Burnley ise 6/12 orta isabetiyle mücadeleyi tamamladı. Atılan gollerde bek-stoper arası koşularını fazlasıyla gördüğümüz maçta 2 ön direk 2 arka direk golüyle dengeli dağılım istatistik kağıdında da devam etti. VAR’’ında skora doğru sirayet ettiği maçta McGinn’in sıra dışı oyun stili, De Bruyne’den sonra ligin en formda orta saha oyuncusu olma farkını tamamen sahaya yansıttığı maçta Villa galibiyeti kaçırdı. Burnley beraberliği kazandı diyebiliriz. A.Villa menajeri Dean Smith maçı en güzel anlatan kişi oldu. ‘Sürekli gol atacak gibi gözüküyorduk. 90 dakika boyunca iyi oynadık. Aynı seviyede kaldık fakat savunma yapamadık’

Southampton karşısında 10 kişi kalan Tottenham Ndombele’nin yapmış olduğu iyi başlangıçla sahadan 2-1’lik galibiyetle ayrıldı. Spurs’un evinde oynadığı maçlarda eksik kalmasına rağmen kapandığını pek görmeyiz. Kaleyi savunmak yerine topu rakip yarı alanda tutmanın en iyi savunma olduğunu düşünen Pochettino, maçın belli bölümlerinde bu felsefeyi takımına oynatabildi. Eksik oyuncuyla sahada olmanın getirdiği dezavantaj nedeniyle topu Southampton’a bırakan Tottenham, oyun tutarlılığı yakalama konusunda sıkıntılar yaşadı. Hugo Lloris’in topu ayağına dolandırarak yedirdiği golde, geriden oyun kurma meselesinin oyun ezberinden geçtiğini bir kez daha etüd etti Tottenham. Bu noktada rakiplerinin çok gerisinde ve gelişmeye ihtiyacı var.

The Goldsands’ta kazanan çıkmadı. Bournemouth 2-2 West Ham. Geçtiğimiz sezon sakatlıklardan dolayı potansiyelini sahaya yansıtamayan West Ham bu sezon daha istikrarlı bir oyun ve daha sağlıklı bir kadro ile sezona devam ediyor. Yarmolenko sakatlıklarla geçen bir yılın ardından bu sezon fırtına gibi esmeye devam ediyor. Bournemouth karşısında 10.dakikada gol perdesini açan Ukraynalı, Haller ile ortak futbol dilini konuşmaya başladıklarını hissettirdi. 17.dakikada King’in attığı golde haftalardır aşılamayan savunmaya yerleşme hatasını bir kez daha gördük. 2 takımında hücum stratejilerinde kanat ortaları birinci planda olacak ki ev sahibi Bournemout 6/17, West Ham 3/20 orta isabetiyle maçı tamamladılar. Elinde Lanzini,Haller,Anderson gibi hücum silahları olan Cresswell ve Fredericks gibi atakları destekleyen beklere sahip olmasına rağmen Pellegrini, oyunu Yarmolenko üzerine fazla yoğunlaştırınca üretkenliğini kaybetti ve sahadan beraberlikle ayrıldı. Fakat maç sonunda Fredericks’in de dediği gibi West Ham bu sene çok farklı bir ekip. Bu sezon West Ham bir canavar. Sadece daha sağlıklı kalmaya ihtiyaçları var.
Man City, Everton deplasmanında 3-1 kazanmasını bildi fakat oyununda eksikler ve üzerine düşünülmesi gereken noktalar söz konusu. Fernandinho Man City’e geldiğinden beri oyunun temel parçası oldu. Orta sahada oyun liderliği, skor ve asist üretimi noktasında Pep’in vazgeçilmezleri arasında. Savunmadaki sakatlıklar sonrası Pep uzun süredir Fernandinho’yu savunmanın göberğinde oynatıyor. Bir çok maçtada Fernandinho bu rolde çok başarılı oldu. Fakat Everton maçında Sigurdsson, Iwobi ve Lewin karşısında zorlanan Brezilyalı maçın açık ara en kötüsüydü. Bu maçta yaptığı asistle De Bruyne Premier Lig’deki 53 asistini yapmış oldu ve Heskey, Baines ve Van Persie’yi bu alanda yakalamış oldu. Everton cephesine kısaca bakacak olursak son 3 maçını kaybediyor. Marco Silva rakiplerinin zaaflarını iyi okuyor fakat tek bir plan üzerinden maçı götürme çabası puan kayıplarını tetikliyor. Man City maçı en bunun son örneği. Marco Silva ve Everton’un çalışmaya ve çabalamaya devam etmesi gerekiyor. Taraftarında takımı desteklemeleri ve onlardan vazgeçmemeleri gerekiyor. Geçen sezon olduğu gibi bir noktada Everton kazanmaya başlayacak ve kadronun kalitesini sahaya yansıtacak.
Alt sıraları yakından ilgilendiren Wolves-Watford maçı, maç içi istatiklerinin gösterdiği üstünlüğün tam tersi bir skorla tamamlandı. Wolwes evinde 2-0 kazanmasını bildi fakat Watford pozisyon üretkenliği açısından üstün olan taraftaydı. Nuno Esposito’nun 3-4-3 dizilişinde Barcelona patentli Adama Traore’yi asıl yeri olan kanatlarda kullanmaya başlayınca süratinden ve pas kalitesinden sonuna kadar faydalanılabildi. Rakip yarı alana geçişlerde kanatları daha etkin kullanmasını sağladı. Janmaat ve Holebas gibi yaşlanmış, temposu düşmüş beklere karşı maç içi etkinliği daha belirgin hale geldi. Watford için Quique Flores ligde kalmak için düzeltmesi gereken çok detay var. Özellikle işin savunma tarafında rakiplerinin çok gerisinde. 7 haftada 4 gol atmış 20 gol yemiş ve -16 avarajla ligin dibinde bulunan bir takımın gelecek haftalarda ligde kalabilmesi için mucizelere ihtiyaç duyması gerekebilir.

Haftanın kapanış maçında Old Trafford’da Man UTD. Arsenal’i konuk etti. Kadrolardaki eksiklerin fazlalığı sebebiyle 2 takımda 11’lerinde revizyona gitti. Başından sonuna kadar beraberlik kokan karşılaşmada Pepe’nin vuruş performansının yetersizliği, Rashford’un sakatlıktan tam anlamıyla dönememesi derken maç tahmin edilenden daha sıkıcı bir hal aldı. McTominay’ın uzaklardan yapmış olduğu vuruşla Leno’yu avlaması bu maçın büyüklüğüne yakışan yegane hareketti. Emery’nin Xaka-Torreira ısrarı bu maç özelinde de çok tartışılacak fakat asıl mesele yan hakemin Aubameyang’ın bariz golünde ofsayt bayrağı çekmesi. Önünde ofsaytı bozan Man UTD’lıyı görmemesi skandal mı yoksa emeklilik sebebi mi karar veremedi. Hoş iyi ki ‘VAR’ var ki gol verildi. Ofsayt olmadığı anlaşıldı. Kısacası sıkıcı olan karşılaşma hak ettiği skorla tamamlandı ve geçmişinden çok uzak görüntüsüyle bir Man Utd.-Arsenal maçı tamamlanmış oldu.
Comments
No Comments