Martin O’Neill-İrlanda
Başarılı olarak adlandırılabilecek bir Trapattoni döneminin ardından görevi devralan O’Neill, turnuvanın öncesinde de kontratını yeniledi. Efsanevi Forest takımında futbolcu olarak geçen yıllar ve Brian Clough gibi bir teknik adam ile çalışmak onun futbol vizyonuna büyük katkıda bulundu. İlk çalıştırdığı takım olan Wycombe Wanderers ile unutulmaz bir 5 sezon geçirdikten sonra görev aldığı tüm takımlarda iz bırakmayı başaran O’NeillGöreve geldikten sonra Trapattoni’nin oyun anlayışını daha esneten ve ileride daha da kalabalık olmaya çalışan bir İrlanda yaratmaya çalışan O’Neill’in en büyük avantajı bu yolda kanat oyuncuları oldu. Eğlenceli bir takım yaratmaya çalışan O’Neill’in bu konuda en büyük yardımcısı sol bel Brady. 4 sene önce Trapattoni tarafından kadroya alınmaması büyük tartışma yaratan Coleman’da sağ bek pozisyonunda eğlencveli takımın ikinci halkasını oluşturuyor. O’Neill göreve geldikten sonra çok kilit bir pozisyon almaya başlayan ve takımın bel kemiği haline gelen tecrübeli Hoolahan da oyunun en önemli parçası. Onun olduğu anlarda 4-4-2 olarak gözüken İrlanda 4-2-3-1 formasyonuna da zaman zaman diamond dizilimine de Hoolahan ile uygulayabiliyor. Oldukça etkili oldukları duran toplarda Shane Long ise en büyük silahı olacak.
Erik Hamren-İsveç
Lagerback gibi bir efsaneden görevi 7 sene önce göze hoş gelen ofansif futbol sözü vererek alan Hamren, biraz da havuzda yer alan oyuncu yapısından dolayı emek yoğun bir 4-4-2 sistemine yönelmek zorunda kaldı ilerleyen yıllarda. İskandinav bölgesinin en önemli Teknik Adamlarından biri olan Hamren Euro 2016’nın ardından 7 senedir sürdürdüğü görevi sonlandıracak. Avrupa Şampiyonu olan U-21 takımından da oyuncuları monte etmeyi başaran Hamren, çok daha fazla sayıda üst düzey oyuncu barındırdığını düşündüğü İtalya ve Belçika karşısında ancak üst seviye disiplinli bir takım oyunun galip gelebileceği düşüncesinde.
Antonio Conte-İtalya
Futbolcu olarak 1994 Dünya Kupası ve 2000 Avrupa Şampiyonasında finalin kaybeden tarafında olan Conte Siena’da yükselişe geçen teknik adamlık meziyetlerini Juventus’da bambaşka boyuta taşımış ve sonunda Milli Takım’ın başına geçmişti. İtalya futbolunu daha doğrusu Juventus’u yeniden ayağa kaldıran ve bunu eski olarak anılan 3-5-2 ile yapan Conte’nin Juventus’da başarılı bir şekilde uyguladığı formasyon zaten milli takımda da Prandelli tarafından başarıyla uygulanmıştı. Conte göreve geldiğinde bu sistemde bir değişiklik yapmasa da zaman zaman İtalya’yı 4’lü savunma kurgusu içinde de gördük ki hazırlık maçlarında 3-4-3 kurgusunu da denedi. Turnuva öncesinde arka arkaya gelen sakatlık haberleri şüphesiz kurgusunda da oyun stratejisinde de aksaklıklar meydana getirecektir.
Marc Wilmots-Belçika
Çok başarılı bir futbolculuk kariyeri ortaya koyan Wilmots, 3 senelik yardımcı antrenör görevinin ardından 2012 yılında altın jenerasyonun direksiyon koltuğuna oturdu. Turnuvanın gizli favorilerinden biri olmaları şüphesiz takım ve Wilmots üzerinde baskı yaratıyor ( Bakınız 1994 Kolombiya) bunun üzerine bir de Company ve Lombaerts’in eksikliği de eklenince Wilmots açısından kabus gibi bir hazırlık dönemi oldu dersek yalan olmaz. Türkiye de çok tartışılan Denayer sağ bek oynatılması durumu Wilmots açısından da kaçınılmaz olarak ortaya çıkabilir. İleri hatta bir sıkıntısı gözükmeyen Wilmots, savunma sıkıntısını çözebilirse Belçika potansiyelini ortaya koyabilir.
Comments
No Comments