Süper Lig 19/20 sezonu 11. hafta notları

Geride kalan haftanın şüphesiz ki en özel yanı lig tarihinin gol atan en genç oyuncusu olmayı başaran Emre Demir. Ona uzun sürmesini umduğumuz kariyerinde nice rekorlarla dolu goller diliyoruz.

Emre’nin yokluğunda organizasyon sıkıntısından dem vurduğumuz Fenerbahçe de, Kruse de olmayınca 2. ve 3. bölge arasında ciddi bi organizasyon sıkıntısı yaşandı. Bunu Ozan ve Tolga’yı biraz daha önde tutarak karşılamak isteyen Fenerbahçe bu sefer de Kasımpaşa’nın hızlı geçişlerine engel olamama sorunuyla karşı karşıya kaldı ki, öne geçmiş olmasına rağmen rakibinin beraberlik golü ve pozisyonlar bulmasına engel olamama sebebide buydu. Yenilen iki golden hemen sonra reaksiyon vermesi ise Fenerbahçe’nin göze batan olumlu yanlarından biriyken, Zanka-Serdar ikilisinin -yenilen 2 gole rağmen- artan uyumu da dikkati çeken bir başka konuydu. Ancak bu ikilinin geriden oyun kurma konusundaki sıkıntısı özellikle Emre’nin eksik olduğu dönemler daha bi göze batacak gibi duruyor.



Bu haftanın flaş gençlerinden biri de şüphesiz beklenmedik bir anda kaleye girmek zorunda kalan 19 yaşındaki Çaykur Rize kalecisi Zafer Görgen idi. Belki istatistik olarak çok öne çıkan Antalyaspor’un kaybetmesi neticesinde Bülent Korkmaz’ın bu mağlubiyet işinde mal olsa da, Son yıllarda kaleci sıkıntısı yaşamayan Türk Futbolunun, bu sıkıntısızlığı daha da devam edecek gibi duruyor. Antalyasporla alakalı olarak bahsettiğimiz istatistiklere de görselde ulaşabilirsiniz. Bu veriler için de @comparisonator’a da teşekkürler.



Lider koltuğuna oturan Sivasspor, bir önceki hafta olduğu gibi bu hafta da rakibine neredeyse pozisyon dahi vermeden maçı tamamlamayı başarırken, bu sezonun flaş isimleriyle sonuca da gitmeyi başardı. İki şık golle 3 puanı alan Sivasspor’da Rıza Hoca’nın bir süredir “savunmada basit hatalar yaptık” cümlesini de kurmaması iyiye delalet olarak değerlendirilmeli. Ligin neredeyse en düşük maliyetli stoper ikilisi ile ( biri düşen takımdan, diğeri bir alt lig takımından) bu sene savunma zaafiyeti az yaşayacak bir görüntü içerisindeler.



Ağır Real Madrid mağlubiyetinden sonra, revize edilmiş bir kadro ile Gaziantep deplasmanına çıkan Galatasaray, Gazişehir karşısında rakibini hem merkezde sıkıştırıp hem de orta alandan hızlı geçiş imkanı vermeyince , rakibinin tüm ezberini bozmuş oldu. Serseri ortalara bel bağlayan Gazişehir karşısında, rakibinin kısa ileri uç elemanlarına da hakimiyet vermeyen Galatasaray adına işler bu dakikadan sonra daha da kolaylaştı. Bu maç için doğru kadro dizilimini bulmuş gibi gözüken Galatasaray, tempolu ve topu sürekli ileri taşıma gayretinde olan orta sahası ile rakibinin savunmadaki yerleşimini de sık sık bozdu. Tüm bu anlattığımız durumların ortaya çıkmasında da bir numaralı sebebin Ömer Bayram olduğunu da belirtmemize gerek yok ama yine de yazmış olalım.



Büyük sorun yaratacak tarzda eksikliklerle mücadele eden Trabzonspor, bu dönemde denk gelebilecek en tehlikeli takımlardan biriyle karşı karşıya gelmiş olmasına rağmen 3 puanı almayı başardı. Bazı gazetelerin sürekli gaza getirme çabasına rağmen, bunlara hiç yüz vermeyen Ünal Karaman yönetimindeki Trabzonspor, pozitif büyük bi değişim içerisinde olduğunu bize bir kez daha gösterdi. Bir önceki hafta olan tartışmalar ve medya gazı ile, normal şartlarda Alanyaspor karşısında 10 kişi kaldıktan sonra dağılmasını bekleyeceğimiz Trabzonspor, Ünal Hoca’nın sakinliği ile bu süreci yaşamadı. Kendisine karşı iyi bir direnç gösteren Alanyaspor, pozisyonlar bulmasına rağmen oyun ezberinin dışında bir arayışa girmemesinin ve maç içerisinde endi yarattığı gerginliğin bedelini mağlubiyetle almış oldu.



Avcı yönetiminde, moralini bulmayı başaran ama hala oyununu netleştiremeyen Beşiktaş, Denizlispor karşısında ilk yarıda üretmekte büyük sıkıntı yaşadı. Caner doğru kanata çekildikten sonra Beşiktaş oyunu rakibinin üstüne yıksa da, Caner’in bir türlü serseri ortalardan vazgeçmemesi ve bu ortaların Burak Yılmaz ile bir türlü buluşmaması neticesinde üretkenliğini bir türlü arttıramadı. Hem kırmızı potansiyeli, hem de bu ortalarından dolayı şaşkın bakışlar içerisinde Caner’i kenara alırken Avcı, belki de bu sezonki en riskli değişikliğini yapıyordu. N’koudu ile istediği oyunu bulmayı başaran Beşiktaş, hem baskıyı arttırdı hem de atak çeşitliliğini ve sonunda da 3 puana ulaştı. Beşiktaş’ın gittikçe daha az gol yiyen bir takım haline gelmesi olumlu bir durumken, Şifo Mehmet Hoca’yı çok sevmemize rağmen, Yücel Hoca gitti de iyi mi oldu diye sormadan da duramadık maç boyunca.

Author
Published
5 yıl önce
Categories
FutbolGenel
Comments
No Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir