Sezonun ne yapacağı en öngörülemez iki takımının mücadelesinde, yine öngörülemeyen bir skor çıktı dersek yanlış olmaz herhalde. Son resmi golünü geçen sezonun son haftasında Kasımpaşa ağlarına gönderen Pektemek, bu sefer de yeni sezonun kendisi adına ilk golünü Kasımpaşa formasıyla atma başarısını gösterdi. Kasımpaşa’da Khalili,Aytaç ve İlhan Depe üçlüsü orta alan hakimiyetinin belirlenmesinde büyük pay sahibi olurken, Thiam’da işin skor kısmını üstlendi. Oyunu daha çok rakibinin sol kanadına yıkmasına rağmen pozisyonları ve 2 golü Nazım’ın arkasına yapılan organizasyonlarla bulması da Kasımpaşa adına bir başka dipnot idi.

Fenerbahçe, Emre ile başka, Emresiz ortada karışık bir takım oluyor. Ön bölge ile arka bölge arasında yer alan boşluğa girebilen ve orada alan kapatıp baskı yapabilen her takım Fenerbahçe’ye iç dış saha fark etmeden bela olabilir. Bunda en önemli sebeplerden biri ise, hücum bölgesinde harikalar yaratan Kruse’nin, pas almak için orta alana bir türlü yaklaşmaması. Gustavo’nun da çıldırma sebeplerinde biri de buydu. Emre ve Jailson oyuna girdikten sonra ise Fenerbahçe atakları daha düzenli bir hale geldi. Gustavo’nun varlığı ile takımın boyunu kısaltmayı başaran Emre, paslarıyla da atakları organize etmeye başladı. Ancak yine de arka bölgenin atılan her uzun topta bocalaması da gözlerden kaçmadı.

Haftanın en analizi uzun sürecek maçı herhalde Malatya-Galatasaray maçı oldu dersek yanlış olmaz. maçın ilk 23 dakikasın Galatasaray’ın topa sahip olması dışında etkinliği sıfırdı. Oyunda topu istediği gibi yönlendiren topla az oynamasına karşın Malatya olurken, Galatasarayın orta alan ve savunma arasındaki boşluklarına da çok iyi girdi. Sonra gelen şık Seri golü ve oyunu tamamen eline alan Galatasaray, bir de panikleyen Malatya da eklenince ardı ardına kaçan pozisyonlar. İkinci yarı ile birlikte biraz daha toparlar gözüken Malatya karşısında Galatasaray, değişiklikler geldikçe oyun kontrolünü kaybetti. Ömer Bayram’ın enerjisi yerini bıraktığı boşluklara bırakınca, Malatya son dakikaya kadar golü arama imkanını buldu. Oyuncu değişikleri tabi ki Fatih Hoca üzerinde değerlendirilmeli, kaldı ki bunu yaptığımızda da ayıp etmiyoruz günah işlemiyoruz. Bir gerçek var ki Fatih Terim bu takımın ana dinamiği. O olmayınca ya da formsuz olunca tüm kılcal damarlar bile etkileniyor.

Hakkını vermek lazım, hala yeterli görmediğim kadrosu ile Gazişehir takımı ileride işlerine çok yarayacak puanları toplamaya devam ediyor. Her maç rakibi şaşırtacak bir sürpriz ortaya koyan Smudica, ön bölgedeki eksikliğine rağmen yine istediği geniş alanları yaratmayı başardı ve gollerini bularak, sezonun flaş ekiplerinden Rize’yi deplasmanda yenmeyi başardı. Denizlispor ise çok iyi bir ikinci yarı oynamasına rağmen Kayserispor karşısında geri dönüşü tamamlayamadı. Rakibin ikinci yarıdaki oyun üstünlüğüne müdahale yapmaya çalışan Hikmet KAraman’ın arayışları yine takdire şayandı. Yalnız Yücel Hocam aman dikkat. 3 haftadır kazanamamasına rağmen yönetimin desteği tam haberleri çıkmaya başlamış ise, birileri seni tırtıklamaya başlamış demektir.

Beşiktaş’ın ana sorunu pozisyon üretememesi, ceza alanı içerisine girememesi gibi havalı, olaydan anlıyormuşum gibi davranmama sebep olacak olan sözlerle yazıya girecektim ki, Fikret Orman’ın ayrılma kararı gündemi başka bir noktaya çekti. Şu anda Beşiktaş adına öncelik, 3-2-5 nasıl oturacak diye düşünmekten, başkan kim olur, hoca kalır mı diye düşünmeye geçti maalesef.