Beşiktaş-Konyaspor
Llajic’in yokluğunda beklentilerin aksine Diaby ile başlayan Sergen Yalçın bu oyuncunun daha önceki maçlarda da ortaya çıkan Burak Yılmaz’ı ikileme, ona yardımcı forvet olma özelliğini kullanmak istedi. Ara sonrası ilk iki haftada ofansif gücü ile ön plana çıkan Konyaspor, Beşiktaş karşısında bu ofansif yanını ortaya koymak yerine rakibi tamamen bekleme düşüncesiyle başlayınca ilk dakikadan itibaren Beşiktaş oyuna hükmetmeyi başardı. özellikle sağ kanadı çok etkili kullanan Beşiktaş, rakip 10 kiş kaldıktan sonra oyunda özelikle hücum noktasında istediğini yapabilme alanını bulmuş olsa da özellikle önde olmasına rağmen verdiği kontralarla da hala en büyük sıkıntısının savunma kurgusu olduğunu gösterdi. Her geçen maç üzerine koyan Rıdvan ve Ersin ise 3 puandan çok daha büyük kazanımlar sunmaya devam ediyor.

Burak attıyor, yüzler gülüyor
Fenerbahçe-Yeni Malatyaspor
Son 2 yıldır düşme potasındaki rakiplerine karşı cömert davranan Fenerbahçe, yine aynı tipte bir maça çıktı. Hücumdaki isteksizlik ve stabil yapı Malatyaspor karşısından da vardı. Ama tek bir fark, son dakikalarda geri düşmelerine rağmen bir şekilde maçı çevirebildiler. Ne yaparsa yapsın bir türlü gol yeme alışkanlığını ortadan kaldıramayan Fenerbahçe’nin kazanmak için sürekli yediklerinden fazlasını atmak zorunluluğu bu seneki başarısızlık sebeplerinden birisi haline geldi. Ozan’ın golü sonrası Emre’nin gözyaşları takımı en iyi özetleyen görüntü olarak hafızalara kazındı. Ümit Özat’dan sonra Fenerbahçe tarihinin en çok eleştirilen bek’i Hasan Ali ise yine kafasını kaldırarak asist yaparken, takım arkadaşlarının doğru koşu yapmamalarından dolayı da birkaç kontra atağı doğru yönlendiremedi. Malatyaspor ise sezon başından beri kötü takım savunmasının bedelini ağır ödüyor. Orta alan ve ön bölge oyuncularının savunma katkısının azlığı ellerindeki bir maçı daha kaybetmelerine sebep oldu.

Trabzonspor-Ankaragücü
Geçen hafta yönetimin, ulusal ve yerel medyanın yükselttiği gereksiz gerginlik seviyesi çok belli ki oyuncu grubunu olumsuz etkilemişti. Nwakaeme ve Ekuban’ın olmadığı maçta Trabzonspor, Ankaragücü kalesinde değil gol pozisyonu tehlikeli bir atak bulmakta çok zorlandı. Sezon başından beri en çok eleştirdiğimiz konu Trabzonspor’un öne geçer geçmez skoru koruma duygusunun öne çıkmasıydı. Son maçlarda golü erken bulmasıya beraber Trabzonspor oyunu çok erken rakibine bırakmak zorunda da kalınca ( bu tabi ki oyun tercihinden kaynaklanan zorunuluk) hem oyun konsantrasyonunu başka bir noktaya çevirmiş oldu hem de daha çok yıpranmaya başladı. Kupa’da oynanan ekstra bir maçın da getirdiği yorgunluk, sakatlıklar, oyun stratejisi bu iki haftalık pozisyon üretmekte sıkıntı yaşayan Trabzonspor’u ortaya çıkardı. Bunun üzerine geçen hafta kaybedilen puanın stresi de eklenince sahada eli kolu bağlanan bir Trabzonspor görüntüsü vardı ve şampiyonluk yolunda belki en kritik puanları evinde bıraktı.

****00000
Sivasspor-Kayserispor
Pandemi süreci başlayıp ligler tatil edildiğinden beri hatırlayacaksınız ısrarla oynamak istemiyoruz diyen bir Rıza Çalımbay vardı. Bu söylemlerin ve Mert Hakan ile Emre Kılınç’ın transfer açmazının takım üzerinde çok olumsuz etki bıraktığı ilk dönüş haftasından beri gözüküyor. Oyun konsantrasyonunu, temposunu ve organizasyonunu kaybeden Sivasspor karşısında Kayserispor Mensah’ın önderliğinde hücuma iyi geçti ve oyunu kontrolünde tutmayı başaran taraf oldu.
Başakşehir-Galatasaray
İçinde bulunduğu durumdan dolayı birçok kişi, Galatasaray’ın direnç gösteremeyeceğini düşünüyordu. Ancak zaruretten çıkan 11 Galatasaray adına en doğru oyunu oynama potansiyeline de sahip olan 11’di. Pandemi dönüşünden beri formsuz ve temposuz bir görüntü çizen Başakşehir, oturmuş oyun gücü ve kadro kalitesiyle maçları almayı başarmıştı. Ankaragücü maçında iyice oraya çıkan orta alanın çok geniş boşluklar bırakması problemini Galatasaray iyi analiz etmiş ve Donk-Lemina-Seri pas koordinasyonunda bu sıkıntının çok sık üzerine gitmeyi başardı. Büyük takımlar karşısında takımını frenli oynatmayı seven Okan Hoca ikinci yarıda bi 10-15 dakika takımı serbest bırakınca gol de geldi. Ancak oyun disiplinini kaybetmeyen Galatasaray dengeyi hem oyunda hem de skorda bulmayı baarsa da, ceza alanı içerisinde bitiriciliği olan, azcık oralarda ne yapmasını bilen oyuncu eksikliğinden dolayı eline kadar gelen 3 puanı alamadı.

Comments
No Comments