Fenerbahçe-Kayserispor
Isla’nın yokluğunda Dirar’ın görev bölgesi bu sefer sağ bek olmuş, sol tarafa ise Deniz geçmişti. Ön bölgede ise Fenerbahçe Mevlüt, Ferdi, Rodrigues, Mehmet Ekici, Ozan gibi ön tarafta etkili olan isimleri sahaya sürüp aylardır Corona yüzünden gole olan açlığını giderme düşüncesindeydi. Kırmızı karta kadar Kayserispor’un kendi sağ tarafından gelme çabalarına cevap vermeyi başaran Fenerbahçe 10 kişi kaldıktan sonra bu konuda zaman zaman zorlandı. Başta Ekici olmak üzere tüm ön bölge oyuncularının ( Ferdi biraz istisna sayılabilir) fazla statik olması neticesinde, Mensah’ın organizasyonunda KAyserispor baskı yemeden rahat pas yapma imkanı buluyordu. Fenerbahçe’nin riskli 3’lü savunması da merkezden gelme imkanı veriyordu Kayserispor’a. Ancak 2 senedir ligin en zayıf takımı olmasınından dolayı Kayserispor bu boş alanları doğru pas trafiği ile değerlendiremeyince pozisyon bulma fırsatları yakalayamadı. Altay’ın izleyenlere maç şimdi artık dönecek dedirten kurtarışlarıyla beraber 72 ve 80. dakikada gelen değişiklikler oyunu tamamen Fenerbahçe lehine çevirmeyi başardı ve Emre’nin akıllı oyunu, Gustavo’nun yeni füzesi ile Fenerbahçe oyun bazında hiç iyi sinyaller vermese de 3 puanı almayı başardı.

Göztepe-Trabzonspor
Ligin ofansı en tedirginlik veren takımı olan Trabzonspor elindeki tüm gücü sahaya sürerek oyuna başlarken, Göztepe’nin böyle güçlü bir rakip karşısında en büyük handikapı ise seyircisilikti. Sevgili Orhan Uluca, lig radyo bağlantımızda seyircisiz maçlar nedeniyle oyuncu kalitesi öne çıkan takımların galibiyete daha yakın olduğundan, seyircinin kattığı ruh ile ekstra güç kazanmaya alışkın takımların sıkıntı yaşadığından dem vurmuştu Bundesliga konuşurken. Bu maçta da tam bu oldu. Daha iyi takım olan Trabzonspor ilk yarıda fişi çekemediyse bunun 1 numaralı sebebi kaledeki Beto idi. Özellikle rakibin sağ kadınındaki sıkıntıyı iyi işleyen Trabzonspor rakibine uzun bir süre aman vermedi. 5 oyuncu değişikliğinin verdiği imkan ile oyuna erken müdahale eden İlhan hoca oyunu dengelemeyi başarsa da Türk Futbol’unun en büyük hastalıklarından biri olan başı boş orta anlayışı Göztepe’nin ataklarını nafile bir nihayete yöneltiyordu.

Başakşehir-Alanyaspor
Özellikle yüksek seviye hızlı hücum anlayışına sahip olan takımlara karşı Başakşehir’in son bir kaç senedir oluşturduğu bir refleks var. Oyunu olabildiğince düşük tempoya yöneltip, pas trafiğini seri halde sürdürmek ve ters kanat toplarıyla rakibin dengesini bozmak. Ligin iki parlayan Teknik Adam’ının karşı karşıya geldiği mücadelede Alanya tarafı beklentilerden uzak kalırken, gerek kupa rövanşı gerekse de Erol Bulut-Fenerbahçe konuşmaları bunun sebebi gibi düşündürdü. Cisse’nin tüm diri görüntüsüne rağmen akın organizasyonlarında yetersiz kalan Alanyaspor karşısında Başakşehir 90 dakika boyunca istediği oyun tarzını sahaya yansıttı. İstediği gibi oyunu yönlendirdi ve 3 puanı hanesine yazarak sahalara döndü oldu.
Beşiktaş-Antalyaspor
Hani yeni sezon öncesi hazırlık maçları olur, Hoca yedekleri görmek için ilk 11 olarak onları sahaya sürer. Sonra baktı istediği verimi alamaz hemen asları sahaya sürüp skor olmasa bile oyunu kendi lehine çevirir. İşte Beşiktaş da Antalya karşısında aynen bunu yaşadık ( Benzetme Teknik Direktör Mehmet Ak’a ait). Girilen zaruri Korona arası belli ki Beşiktaş’ın savunmasının vasatlığını unutturmuş bazı dostlara ki Antalya karşısında ki performansa şaşırdılar. Oysa ki Beşiktaş sezon başından beri bu sıkıntılarla boğuşuyor. Futbol bilgisi ve görgüsünün gayet iyi olduğunu gözlemlediğimiz Rıdvan ne olursa olsun toy bir oyuncu ve rakiple için işlenmesi gereken bir maden ki Antalya da bunu oyunun ana stratejilerinden biri olarak belirlemiş. Rıdvan bu zorlukları yaşayarak pişecek tıpkı kendisinden 1 sene önce aynı sorunları yaşayan Ozan gibi. Fizik olarak güçlendi mi eminim çok yakın zamanda çok üst bir seviyeye çıkacak. Podolski, Jahovic, Podolski ve Amilton ile Beşiktaş’ın hem göbek hem de kanat savunma sıkıntısını iyi değerlendiren Antalyaspor her gelişinde neredeyse şut imkanı buluyordu ilk 45 dakikada. Aslaraın oyuna girmesi ile maçı dengeleyip bir de gol bulmasına rağmen Beşiktaş zaten asları da olması gereken kalibre’nin altında olduğundan bu sefer maçı çeviremedi. KAlede Eser gayet olumlu sinyaller verirken Güven aşırı durağan oyununun yanında maalesef kilosu ve her şeyi yalayıp yutmuş tarzındaki vücud diliyle gittikçe umut tepelerinden aşağıya inmeye devam ediyordu.

Çaykur Rizespor-Galatasaray
Şüphesiz ki Muslera’nın yürek burkan sakatlığının ardından ortaya çıkan oyunu başka, o ana kadar oynananı bir başka, artık psikolojik olarak toparlanmış olması gereken bölüm olan ikinci yarıyı bir başka konuşmak gerekiyor. Öncelikle herkes tarafından sevilen Muslera’ya ve bir başka talihsiz sakatlık yaşayan Andone’ye acil şifalar. Daha da güçlü dönmeleri dileğiyle. Rize daha ilk dakikadan oyun stratejisini belli ederken, Ahmet üzerinden topun dönmesi için baskısını yaparken Saracchi’nin de arka bölgesine sarkmaya çalışıyordu. Savunma göbeğinde oluşan zaaf neticesinde, orta alanda da Corona arası öncesinde ki pas trafiğini bulamayan Galatasaray karşısında Rize topu istediği noktalara aktarma imkanı buluyordu. Muslera sakatlığı ile birlikte oyundan zihin olarak tamamen kopan Galatasaray karşısında tempo arttıran ve topu daha da hızlı döndürmeye başlayan Rize golü bulmayı başarıyordu. İkinci yarıda Galatasaray daha derli toplu gözükse de Falcao’nun ceza alanı içerisinde hiç topla buluşamamış olması bu derli toplu oluşun seviyesini anlamamıza yeter. Adem’in takımını düşünmeden gördüğü kırmızı kart ise Fatih Terim adına kötü gecenin tuzu biberi oldu.

Sivasspor-Denizlispor
Corona arasında en fazl oynamama isteği ortaya koyan ve yıldız oyuncuları sürekli transfer ile gündeme gelen Sivasspor’un yüksek bir performans ile başlaması zaten beklenmiyordu. Oldukça tutuk olan, savunmada inanılmaz geniş alanlar bırakan Sivasspor’un Denizlispor karşısında gol yememesi hem biraz rakibin beceriksizliğinden hem de değişikliklerin çok da olumlu katkı yapmamasından oldu denebilir. Futbol şansının da yardımıyla gol bulmayı başaran ve bu tuttuk oyununun da etkisiyle daha çok skoru koruma gayesi güden Sivasspor bu konuda başarılı bir tavır ortaya koyunca şampiyonluk yolunda ki en kritik ve zorlu 3 puanlardan birini de hanesine yazmış oldu.
Comments
No Comments