Tüm maddi sıkıntılar ve kadro darlığının yanında bir de en önemli gol silahından yoksun olarak sahaya çıkan Ankaragücü takımından çoğumuzun beklentisi/umudu yoktu. Ancak sezon başından beri bir şekilde gol buluyor dedirten Ankaragücü, sezon başından beri savunmada da sıkıntılarla uğraşan Antalya karşısında geriye düşmesine rağmen, 2 defa geri dönmeyi başardı. Özellikle skor 2-0 olduktan sonra oyunu çevirmeye yönelik hamleler ortaya koyan Mustafa Kaplan alınan 1 puanda büyük pay sahibiydi.

Hafta’nın en büyük sürprizlerinden biri şüphesiz deplasman kısırı Rize’nin Malatya deplasmanında aldığı galibiyetti. Erkenden yakaladığı skor avantajını ikinci yarı hamlesiyle korumayı başaran İsmail Kartal’ın talebeleri, rakibin net pozisyon oluşturmasını engellerken, maçın yıldızı Oğulcan hem topun önde kalması, hem skora katkısı, hem de ön alanda rakibin oyun kurmasını engellemesi anlamında bu sezonun en iyi maçlarınan birini çıkarttı. Oğulcan ile ilgili en ilginç not ise topla her buluşmasında 1 kere hariç hep geriye doğru pas yapmasıydı.

İlhan hoca göreve geldiğinden beri çok daha organize, hızlı bir oyun ortaya koyan, beklerini daha çok kullanıp Halil’i daha efektif bir oyun yapısına yönelten Göztepe, tüm bunları Galatasaray karşısında da ortaya koyunca; oyunda istediğini daha çok yapan taraf görünümündeydi. Merkezden gelmekte sıkıntı yaşayan ve kanatlarda da etkinlik kuramayan Galatasaray, sezon başındaki hücum anlayışına dönüp uzun toplarla Babel’i etkili kullanmaya çalıştı. Çoğu zaman bu konuda da başarısız olsa da, defansif problemlerini aşması için transfere ihtiyacı var gibi görünen Göztepe savunmasındaki pozisyon alma sıkıntılarından dolayı bu sezonki ortalamasının üstünde gol şansı yakaladı. Ancak sezon başından beri süregelen ne oynaması gerektiğini bir türlü çözememiş Galatasaray görüntüsü 90 dakika boyunca hakim olan genel görüntü idi.

Başakşehir’in, Kayseri galibiyeti için söylenecek çok söz yok. 2 sene öncesinin çok erken Karabükspor’u oldu Kayseri ve onun alabileceği ekstra puanlar lig sıralamasında kritik rol oynayacak gibi duruyor.

Derbi üzerine yazılan çizilen çok şey oldu. Bizim yazılarımızda hakem üzerinden bir muhabbet dönmediğinden çok üstünde durmuyoruz. HAftalardır Fenerbahçe ile alakalı olarak Tolga ciğerci’en bu kadar erken vazgeçmenin doğru olmadığını söyleyip durduk özelikle radyo ve Sabah İdmanı/Gıybet TV YouTube kanallarında. ISla’nın bindirmeleri, Tolga’nın varlığının Gökhan Gönül’ü etkisiz hale getirmesi ve Gustavo’nun amansız presi, Fenerbahçe’nin kalan oyuncuları ile doğru organizasyonu ortaya koymalarına sebep oldu. Buna karşılık Atiba’nın enerjisi dışında saha organizasyonunda sıkıntı yaşayan Beşiktaş, belki ilk yarı sonunda o golü bulmasa, Abdullah Hoca daha radikal ve risk alan değişikliklerle ikinci yarıya başlayacaktı. Caner’in serseri ortalarına yine bel bağlayan ve Burak’ın formsuzluğu ile iyice pozisyon üretme sıkıntısı yaşayan Beşiktaş’ın oyundan ziyade skorda yine de tutunacak anları bulmayı başarmış olması da maçın ilginç bir detayı oldu.

Malatyaspor’dan sonra sezonu en erken açan takım olan ve maç sayısı itibariyle de ligin en çok maç yapan takımı olan Trabzonspor’da oyuncular sanki bunu geri çekilmek için artık bir mazeret olarak kullanmaya başladılar gibi gözüküyor. Ligin vasat takımlarından biri olan ama bir o kadar da ön bölgede her an pozisyon bulabilecek gibi bir tavrı olan Konyaspor karşısında Trabzonspor genel anlamda istediklerini sahaya yansıtıp golü aradı. Ancak son haftalarda olduğu gibi golü bulduktan sonra geriye çekilmesi yine o mazeretin devreye girmesi gibi gözüktü. Topun arkasına geçtiği anlarda takım savunması konusunda da sıkıntılar yaşayan Trabzonspor bu yüzden de zaman zaman tedirgin anlar da yaşamıyor değil. Bunu Konyaspor karşısında da yaşadılar ama yine de son dakikalardaki pozisyonu da bertaraf ederek 3 puanı bu kritik haftada da almayı başardılar.