Haftanın notları, iyiler, kötüler ve daha bir sürü şey ile birlikte 7. Hafta değerlendirme yazımız ile bir kez daha karşınızdayız.
Sadece İtalya’da değil, Avrupa’da haftanın maçı Giuseppe Meazza’da oynandı. Lige 6’da 6 ile başlayan Inter, son 8 sezonun şampiyonu Juventus’u ağırladı. Lige böyle epik başlangıcın yanında, hafta içi Barcelona deplasmanında oyun olarak iyi noktasına erişen Inter’in neler yapabileceği merak konusuydu. Juventus ise 3-4 haftadır üzerinde ısrar ettiği formasyon ile sahadaydı. Maçın başlamasıyla birlikte iki takım da birbirlerinin üzerine gitmekte beis görmedi ve dakikalar 20’yi gösterdiğinde tabelada 1-1’lik eşitlik vardı. İlk yarının sonlarına doğru Sensi’nin sakatlanıp çıkması Inter’in bütün oyun planını bozdu. Geçiş hücumlarını yapamadılar, defanstan uzun top ile çıkmak zorunda kaldılar ve sürekli top kayıpları yaptılar. Juventus bu bölümde oyunu domine eden taraftı fakat istediği golü bulamadı. İkinci yarının bir bölümünde Sarri Higuain’i oyuna alarak 3 forvetli düzene döndü ve bu dakikadan sonra Inter oyunda istediği şeyleri yapan taraf oldu. Sarri bu düzende 10 dakika ısrar etti ve Emre Can’ı orta sahaya koyarak oyunu tekrar eline almak istese de bunda pek başarılı olamadı. Tam da bu dakikalarda Meazza’nın korkulu rüyası Higuain sahneye çıktı ve attığı gol ile Juventus’u tekrar öne geçirdi. Bu dakikadan sonra Inter tepki vermekte zorlanınca Juventus, Derby İtalia’da gülen taraf oldu ve liderliğe yükseldi.
Napoli puan olarak geri gitmeye devam etti bu hafta da. Belki puanları bir şekilde tölere edebilirler ama oyun olarak her geçen gün biraz daha karamsar bir yapı oluşmaya başladı. Hücumda sürekli rotasyon yaparak kemik bir yapı kuramayan Ancelotti, formasyonda da sürekli değişiklikler yaparak hala bir arayış içinde olduğunu bizlere gösteriyor. Torino deplasmanında 4-3-3 dizilişi, Insigne-Mertens-Lozano üçlüsü ile gol bulmaya çalışsa da son vuruşlarda beklenilen sonucu bulamayınca sahadan 1 puanla ayrılmak zorunda kaldı. Torino ise kendi oyununu oynamaya çalışsa da Napoli savunması karşısında bir varlık gösteremedi.
Atalanta, Serie A tarihinin en iyi lig başlangıcına imza atarak 7 maçta topladığı 16 puan ile zirve takibini sürdürdü. Avrupa’da beklenilen etkiyi yaratamayan takım, ligde bildiği futbolu oynayarak hem izleyenlere, hem taraftarlarına zevk veriyor. Gomez-Ilicic-Zapata 3’lüsünü bu hafta da bozmayan Gasperini, o akışkan hücum futbolunu yine bizlere izletti. Lecce karşısında 3-1’lik kazanılan maçta kaleye çektikleri 30 şut bu sezonun rekor sayısı olarak kayıtlara geçti. Lecce’de ise alınan mağlubiyete karşı maçın yıldızı gol harici 12 kurtarış yapan kaleci Gabriel’di.
Haftanın belki en eğlenceli maçında Bologna ile Lazio 2-2 berabere kalarak puanları paylaştı. İlk yarısı karşılıklı hücumlarla geçen mücadelede takımlar hücumda ne kadar iyiyse, savunmada da bir o kadar kötülerdi. 4 golün çıktığı ilk yarının ardından Önce Lucas Leiva’nın atılmasından sonra ile Lazio 10 kişi kaldı. Bu bölümde gol için yoğun bir baskı kuran Bologna istediği golü bulamadı ve Medel’in atılmasıyla 10 kişi kaldı. Bu dakikadan sonra iki takım da kaybetmemek üzerine bir oyun ortaya koyunca bu zevkli mücadelede kazanan çıkmadı.
Roma evinde puan keybetmeye devam etti. Avrupa dönüşü rotasyona giden Fonseca, orta saha özellikli oyuncular ile sahaya çıktı ve hücumda beklenilen performansa ulaşamadı. İlk yarı karşılıklı gollerle takımlar soyunma odalarına 1-1’lik eşitlikle gitti. İkinci yarıda Roma dominasyonu ile geçen mücadelede ev sahibi, ikinci yarı rakip kaleye çektiği 14 şutta beklenen golü bulamadı ve sahadan 1 puanla ayrılmak zorunda kaldı. Rakip Cagliari ise pek fazla hücum düşünmediği maçta hanesine 1 puan ekleyip yoluna devam etti.
Luigi Ferraris Meydan Muharebesi olarak geçen maçta Milan, Genoa’yı 2-1 geçerek 4 maç aradan sonra puanla tanıştı ve derin bir nefes aldı. Bu maça 3’lü hücum hattı ve Hakan&Suso ikilisinden vazgeçmeyerek çıkan Giampaolo, yine oyun olarak istediğini alamadı ve devreyi 1-0 geride kapattı. İkinci yarıya Leao & Paqueta değişikliği ile çıkan Milan biraz daha derli toplu bir oyun oynamaya başladı. Oyunu rakip yarı sahaya yıktı ve 5 dakikada bulduğu 2 golle öne geçti. Bu dakikadan sonra oyunda futboldan çok birbirlerine tekme atan, oynamaktan çok oynatmamak isteyen 2 takım vardı. 2’si kulübelere olmak üzere 4 kırmızı, 7 sarı kartın çıktığı mücadeleye damga vuran isim ise maç öncesi rahatsızlanan Donnarumma’nın yerine kaleye geçen Pepe Reina oldu. 90+’da yaptırdığı penaltı atışını kurtararak hem takımının beraberliğini engelledi, hem de kendini bir nevi kurtardı.
Son haftaların flaş takımı Fiorentina, evinde ağırladığı Udinese’yi tek golle geçerek galibiyet serisini 3 maça çıkardı. Takım savunmasını ön planda tutan, atmaktan çok yememek için mücadele eden rakibi karşısında bulduğu fırsatları değerlendiremeyen Mor Menekşeler, gol için 72 dakika beklemek zorunda kaldı. Pulgar’ın asistinde Milenkovic takımının tek sayısını kaydetti ve puanların alınmasında başrol oynadı. Udinese’de ise teknik direktör Tudor’un gördüğü kırmızı kart dışında kayda değer bir gelişme olmadı.
Spal evinde ağırladığı Parma’yı üstün bir oyunla 1-0 mağlup ederek ligdeki 2. Galibiyetini aldı. Özellikle 10 kişi kaldıkları 70. Dakikaya kadar sahanın her yerinde üstün bir Spal izledik. Parma’yı kendi yarı sahalarından çıkarmadılar neredeyse. Kırmızı sonra Parma biraz daha baskın taraf olsa da gerçekleştirdikleri atakları cılız olarak adlandırabiliriz.
Verona ligde zor günler geçiren Sampdoria’yı evinde ağırladı ve 2-0’lık skorla sahadan galip gelerek rakibini biraz daha çıkmaza doğru sürükledi. Maç boyunca üstün olan takım Sampdoria’ydı ama hücumda beklenilen katkıyı ne Quagliarella’dan, nede Bonazzoli’den bir türlü alamadılar. Verona bulduğu pozisyonları akılcı bir şekilde sonlandırarak sahadan galibiyetle ayrıldı. Bu mağlubiyet sonrası Sampdoria’nın hocası Di Francesco’nun koltuğunda kalması neredeyse imkansıza yakın. Milli arada koltuğunu ilk kaybedecek hoca totosunda muhtemel aday kendisi gözüküyor.
Haftanın Takımı; Juventus. Derby İtalia’da, lige 6’da 6 ile başlayan rakibi Inter karşısında baştan sona üstün bir oyun oynadılar. 80. Dakikada Higuain ile golü bularak hem liderliğe yükseldiler, hem de rakiplerine ilk puan kayıplarını yaşattılar.
Haftanın Hocası; Maurizio Sarri. İtalyan teknik adam Juventus kariyerine sancılı başlasa da her geçen hafta istediklerini sahaya yansıtmaya başladı. 4-4-2 taktiğini uygulamaya başlayan Sarri, bunda her geçen hafta daha iyi geri dönüşler alıyor. Bu hafta da zorlu derbi mücadelesinde takımını bazı bölümler harici iyi idare ederek galibiyete uzanmasında en büyük faktör oldu.
Haftanın Futbolcusu; Papu Gomez. 3-1 kazanılan Lecce mücadelesinde gol ve asist katkısı vermemesine rağmen takımını bir maestro gibi organize etti. Orta alan & hücum bağlantılarını, geçiş hücumlarını eksiksiz bir şekilde yaparak takımının rahat bir galibiyet almasında başrol oynadı ve haftanın futbolcusu oldu.
Haftanın 11’i
Comments
No Comments