Premier Lig 19/20 sezonu 1. hafta notları

Öncelikle hepimize hayırlı olsun. Sadece Premier lig başladığından değil, çileli yaz günleri bitti diye. Beklediğimize de değmiş gibiydi. Premier Lig yine güzel bir tat bırakarak başladı 19/20 sezonumuza.

Önce bizden başlayalım. Maguire, Manu’ya gittikten sonra hemen herkes Çağlar’ı ilk 11’e yazmıştı zaten. Ligin ilk haftasında da bu gerçekleşti. Selef’inin geriden oyun kurma ve topu ileri sürme maharetini aratmayacağını gösteren Çağlar’a sezonun geri kalanında başarılar.


Premier Lig bir kez daha ne kadar zor olduğunu yeni golcülere hatırlattı. Pukki, Haller, Wesley, Abraham, belki bu sezon çok iyi iş çıkaracaklar onu şu an kestirmek zor. Ancak ilk maçlarında dünyanın kaç bucak olduğunu gördüler dersek belki kaba, ama yanlış olmaz sanırım. Bir yandan da ligin eski golcüleri takır takır fileleri sarsmayı başarıyordu ilk haftadan.


Şampiyondan başlayalım diyeceğim ama size sizi şaşırtacak ne diyebilirim ki? ilk 11 ayrı, yedek kulübesi ayrı. Muhtemelen yine şampiyon olacaklar, sadece kaç gol yiyerek şampiyon oluruz onu düşünüyorlardır. Tek hedefleri var o da ŞL, ancak yine de savunmada bir şeyler yapacaklar ve yine olmayacak gibi bir his var içimde hadi hayırlısı. Topu olabildiğince kaleden uzak tutma çabaları bi tık daha iyi gözükse de onların kalite seviyesinde bir takımın değerlendirme ihtimali yüksek 1.2. bölge arasında ki koridorlar sıkıntı yaratabilir. (ki o seviyede kaliteli takım sayısı da 1 elin parmaklarından fazla değil)


Liverpool’da da işler geçen sezondan kaldığı yerden devam edecek gibi gözüküyor. Ancak en büyük rakibine nazaran kadro darlığı en büyük handikap. Norwich oyun anlayışı olarak istediği alanları verince güle oynaya kazandılar ancak Arnold’un muazzam ötesi performansına rağmen arkasında oluşan boşluk bu maçta bile sıkıntı yarattı es geçmemek gerek.


Ligin yeni golcüleri eziyet çekerken, eskiler gollerini atmaya devam ediyordu. Aubumeyang da bu konuda geri kalmadı ve Arsenal’e galibiyeti getirdi. En son 1998 senesinde kendi akademisinden çıkan iki genç oyuncuya ilk 11’de yer veren Arsenal’de bu çocuklar baya bi heyecan yaratıyor, bu kadar eksik ile Arsenal’e yorum yapmak doğru olmaz ama sezonun en merak edilen takımı olduğunu da kabul etmek lazım. Newcastle bu sene baya bir tribün sorunu ile uğraşacak gibi duruyor, bir de sanki sezonun en sıkıcı takımı olacakmış gibi.


Sezonun ilk haftası için oldukça iddialı olan Manu-Chelsea maçına gelirsek. Bir kere Lampard’ın oldukça iddialı ve riskli bir oyuncu grubuyla sahaya çıktığını kabul etmek lazım. Buna rağmen penaltı pozisyonuna kadar oldukça iyi bir performans ortaya koyduklarını da kabul etmek gerekiyor. Lukaku’yu satarak bir riske giren Manchester United, 24 yaş altından oluşan ön bölge hattıyla bu sezonu ne kadar geçirir bilemeyiz ama özgüven kazandıkça daha iy oynadıkları bir gerçek. Bu sene orta saha transferi yapmayarak da risk alan Manu, özellikle Scott McTominay’ın orta alan yükünü sırtlamasına dayayacak kendisini gibi duruyor. Savunmaya yapılan iki yüksek maliyetli transfer de takıma katkıda geri kalmayacak gibi gözüktü. Ancak hala teknik adam soru işareti bence baki. Chelsea tarafına gelirsek de, Lampard’ın cesur 11’i Zouma’nın penaltısına kadar fena gitmiyordu. Ancak o penaltıdan sonra hem takım hem de özellikle Zouma dikey düşüşe doğru gittiler. İkinci yarıda Lampard hamleleri ne kadar etkili ve doğruydu o da ayrı bir tartışma olacak gibi. Erken konuşmak risklidir ama ilk 4 yine zor gözüküyor.


Gelelim en sonunda transfer yapmış bir şekilde sezona başlayan Tottenham’a. Aslında karşılarında oldukça dişli bir rakip bulduklarını kabul etmek gerek. Görüntü şudur ki; Mings, Grealish, McGinn ve yine de umut veren Wesley. Villa bu sene çok can yakar. Ndombele ilk maçında golle başlayınca olası ilk maç eleştirilerini de bertaraf etmiş oldu. Sezon değişir Kane’in golleri ve maç kazandırmaları değiştirmez. Tahtaya vurmak lazım. Bu takım Eriksen ve Delle Alli’yi bekliyor.


İlk haftadan göze takılan başka konulara bakarsak; Burnley’nin büyüleyici başlangıcı şapka çıkartmalık türden. Rakiplerinin baskı yapmaya dayalı oyununa uzun toplarla çok güzel cevap verdiler. Mahrez bu sezona damga vurmaya hazırlanan isimlerden biri gibi duruyor. İlk haftadan çok fazla sayında genç oyuncuya şahitlik ettik. Premier Lig her şeyiyle heyecan vermeye devam ediyor. Bir de belki bu sezona; “2019/20 beklerin iyice oyunun başka seviyeye taşınmasına yardımcı olduğu Premier Lig sezonu” dersek fena olmayacak gibi.

Erke Tümer notu; City ve Manu, Chelsea ve Burnley mümkün oldukça sezon boyu topu rakibe bırakarak press oyunu oynayacak. Özellikle City geçen sezon topa sahip olup ve topu yönlendirirken, bu sezon rakipin pas trafiğini tuzaklara sürükleyen pres setleri ile oyunu oynuyor. Topu savunup ve bunu rakip yari alanda topa az temas edip kullanarak yapacak gibi

Author
Published
6 yıl önce
Categories
FutbolGenel
Comments
No Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir