Premier Lig 19/20 sezonu 25. hafta notları

Liverpool’un yenilemez olduğunun anladığımız, Man Utd.’nin yeni transferi Bruno Fernandes’in ayağının tozuyla ilk 11’e girişini, Everton’un mükemmel geri dönüşünü, Mourinho-Pep Guardiola kapışmasını ve West Ham’ın yine kazanamadığı bir haftayı geride bıraktık… 

Liverpool 4-0 Southampton

Karşılaşmada ilk yarısında iki takım adına da bitiricilik kalitesi bir hayli düşüktü. Maçın başında Robertson’ın Alisson’a attığı geri pasın elle kontrol edilmesini Kevin Friend kasıtlı geri pas olarak yorumlamaması maçın kırılma anlarından biriydi. Bu dakikadan sonra oyunda daha kontrollü kalan Liverpool rakip yarı alandaki pas sayısını arttırıp rakibi enine doğru genişleterek oyun simetrisini bozdu. Chamberlain ve Firmino’nun kanattaki pas trafiği ve oyunun içine Henderson’un dahil olmasıyla birlikte zayıflayan Soton savunması, defans arkasına bırakılan derin pasları karşılamakta zorlanınca goller peşi sıra geldi. 47.dakikada Chamberlain ile gol perdesini açan Liverpool, 2.yarıda 9 gol pozisyonu üretti ve bunların dördünden skor çıkardı ve maçı kazandı. Bu maç sonrasında Soton Anfield’da son 3 maçında 10 gol yemiş oldu. Klopp maç sonunda ‘“Bu çocuklar burada gelişti. Gelişimi sağlamanın birçok yolu vardır. Size verilen krediyi doğru zamanda doğru şekilde kullanmak öncemlidir…Artık kimse gitmeyecek” sözleriyle basında çıkan transfer haberlerine de kesin bir dille yanıt vermiş oldu.



Leicester 2-2 Chelsea

Karşılaşmanın ilk 25 dakikasında Chelsea sol beki Azpilicueta Ayoze Perez’i durdurmakta ciddi anlamda zorlandı. Fakat ceza sahası içerisinde çoğalamayan ve takım arkadaşlarını doğru noktada topla buluşturamayan Barnes ve Perez’in Chelsea’a hücumlarının başlamasına sebebiyet verdi. 25.dakikada Barnes ve Perez’in veremediği pası Azpilicueta Vardy’e verdi fakat bu pozisyonda da Caballero pozisyonu iyi okudu ve tehlikeyi önledi. İlk yarıda karşılaşmada gol sesi çıkmazken Leicester’da Choudhury N’Golo Kanté’nin üzerinde beklenilen baskıyı kuramadı. Chelsea duran toplarda arka direkte konumlandırdığı Rudiger’le 46 ve 71 dakikalar skoru bulurken, Leicester’da Barnes 54 dakikada skoru eşitleyen golu atarken yapmış olduğu vuruş savunmaya çarptı ve kaleci Caballero’yu kontrpiye bıraktıç Bu mücadele de iki takımında geçiş oyunlarında zorlandığını gördük. Akan oyundan pozisyon ürtetemeyen takımlar kanat ortaları ve duran toplarla skoru buldu.



Watford 2-3 Everton

Bu maçın Everton tarafından 10 kişi ile kazanılmış olması ve 2-0’dan 2-3’e gelmiş olması maçın hikayesini daha özel kılıyor. Watford haftalardır devam eden yükselişini maçın ilk yarısında fazlasıyla hissettirdi. Rakip takım savunmasını sürekli eksik bırakan koşularıyla Deeney, Watford’un ikinci golünün asistini yaptı. Ayrıca boşalttığı alanlara doğru bindirmeler yapan Watford orta sahası bir çok pozisyon buldu. Mçaın 45.dakikasında 2 duran topta arka direkte pusulanan Yerry Mina fırsatçılığını konuşturarak Everton’u ilk yarı bitmeden skorda tuttu ve 1 dakika içerisinde iki gol attı. Maçın 78.dakikasında Delph’in gereksiz faulü ona 2.sarı karttan kırmızı kartla oyundan atılmasına neden oldu. Sonrasında klasik senaryo gerçekleşti diyebiliriz. 10 kişi rakibi karşısında yüklenen Watford pozisyonları hunharca harcadı. Maçın uzatma dakikalarında Moise Kean’in asistinde Walcott tolpu ağlara gönderdi ve Everton’a 3 puanı kazandırdı. Iwobi’nin bu karşılaşmada çok aksadığını söyleyebiliriz.  Watford adına Nathaniel Chalobah’ın orta sahada yaptığı çok sayıdaki pas hatası da gözlerden kaçmadı . 



West Ham 3-3 Brighton 

Bir futbol maçı ne kadar eğlenceli olabilirse Londra Stadyumu’ndaki bu maçta bir futbol sever için o kadar eğlenceli geçti. Maçın ilk 10 Dakikalık bölümünde Gross-Montoya ikilisin Creswell üçerinde kurdukları baskı ile pozisyonlar bulan Brighton girdiği 2 net gol pozisyonundan yaralanamadı. Oyun direnci artan West Ham 20.dakikadan sonra oyunda ağırlığını hissettirdi. Ceza sahasına yakın noktalardan duran top kazanan ev sahibi ekip 30.dakikada arka direğe gönderilen serbest vuruşta Diop’la öne geçti. İkinci topları süpürmeye devam eden ve bunu ilk yarı sonuna kadar yapan West Ham 45.dakikada Snodgrass’ın şutu ile durumu 2-0 yaptı. Savunmaya çarpan topun Brighton kalecisi Ryan’ı boşa çıkarması büyük şansızlık oldu. 2.yarıda da duran toplar maçın kaderini belirlemeye devam etti. 47.dakikada kullanılan kornerde Fabianski topa tek yumrukla çıktı fakat top Ogbonna’nın sırtına çarptı ve West Ham ağlarıyla buluştu. Snodgrass’ın attığı 3.gol jenerikleri süsleyecek klastaydı. Maçın geri kalanında geriden oyun kurmakta zorlanan ve topu uzaklaştırmakta problemler yaşayan West Ham Diop-Ogbonna’nın ortaklaşa hatasında Pascal Gross’a Brighton’ın ikinci golünü hediye ettiler. Glenn Murray’nin 79.dakikada gelen golü skoru eşitlerken Brighton bu pozisyonda da Wes Ham’ın sol kanadından gelerek o kanadın bize maç içerisinde ne kadar zayıf olduğunu gösterdi. Murray’nin bu sezon ki ilk golünün önce VAR incelemesine girip sonra gol olarak değer kazanması maçın enteresan notlarından biriydi.



Tottenham 2-0 Man City

%33    Topla Oynama           %67

3          Toplam Şut                19

3          İsabetli Şut                 6

261     Başarılı Paslar            608

%75    Pas Başarı                  %88

2          Korner                        6

0/6     Orta                            3/24

8          Faul                             14

2          Ofsayt                         0

Mourinho’nun 2.gol sonrasındaki kahkahası ve sonrasında Sterling için 4.hakemin yanına gidip ikinci sarı kart için itiraz etmesi maçın hikayesini anlatmaya yetti. Mike Dean ve VAR hakemi Kevin Friend’in çok tartışıldığı karşılaşmada Sterling’in Dele Alli’nin bileğine bastığı pozisyonda çıkan kartın rengi, Lloris’in penaltıda ayağının çizgiye basmaması ve Sterling’in hakemi aldatmaya çalışması ve tüm bunların görmezden gelinmesi başlıca problemlerdi. Tüm bunların yanında VAR prosedürünün de tartışıldığı bu maç sonrasında gülen Tottenham oldu. Yeni transfer Bergwijn’in golü tartışmaların gölgesinde kaldı. Oyun olarak üstün olarak City yedeklerden kilidi açacak oyuncu bulamayınca karşılaşma Tottenham’ın galibiyeti ile tamamlandı. İstatistikler kimin kazanabileceğini anlatmak not edildi.

Haftanın öne çıkan maçları bunlardı. Sheffield United’ın CRY.Palace deplasmanında aldığı 1-0’lık galibiyeti uzun uzun  yazmak yerine sezon sonunda Sheffield için ‘bu adamlar bu noktaya nasıl geldi’ derlemesi yapmak daha doğru olacak gibi. Diğer maçlarda ise;

Burnley 0-0 Arsenal (Ev sahibi takım duran toplarda skor bulmayı denedi.Arsenal ise her geçen hafta savunma ve orta saha kurgusunda olumlu yönde mesafe kaydederken Arteta işin hücum tarafına çözüm üretemiyor.)

Bournemouth 2-1 Aston Villa (Maçı izleyemedim fakat Eddie Howe kovulmanın eşiğinden döndü)

Newcastle United 0 – 0 Norwich City (Farklı renklerin dostça mücadelesinde gol sesi çıkmadı)

Manchester United 0 – 0 Wolverhampton (Maçın hakkı beraberlikti.)

Author
Published
5 yıl önce
Categories
Genel
Comments
No Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir