Marcelino – Valencia

Sezonun en erken yol ayrılışlarından biri Valencia’dan geldi. Geçtiğimiz sezon Kral Kupası finalinde Barcelona’yı yenerek kupaya ulaşılmasına, ligi de 4. sırada tamamlayarak Şampiyonlar Ligi bileti kazanılmasına rağmen teknik direktör Marcelino’nun görevine son verildi. Hatta İspanyol teknik direktöre göre kovulmasının sebebi de bu, kovulma açıklamasının ardından yaptığı basın toplantısında: “Benim görevden alınmamın ligdeki maç sonuçlarıyla bir ilgisi olmadığı açık. Bu durumun tetikçisinin Kral Kupası’nı kazanmak olduğundan eminim. Sezon boyunca, bu kupayı reddetmek zorunda olduğumuza ilişkkin doğrudan ve dolaylı mesajlar aldık.” demişti. 2015/16 sezonunda takımın başında bulunan Gary Neville de Marcelino’ya destek çıktı ve kulübün Singapurlu sahibi Peter Lim’in kendisine, Avrupa Ligi ve Kral Kupası’nı çok fazla önemsememesi gerektiği mesajını verdiğini söyledi. Teknik direktör değişiminin ardından taraftarlar ve futbolcular çeşitli protestolarda bulunmuşlardı, şu anda ise alınan sonuçlarla birlikte kulübün üzerindeki sisli hava kalkmışa benziyor. 

Sylvinho – Lyon

Bruno Genesio’nun yeni sezon itibariyle takımdan ayrılıp Beijing Guoan’ın başına geçmesinin ardından Fransız ekibinde futbolun başına Juninho getirilmişti. Juninho’nun da teknik direktör tercihi Syvinho’dan yana olmuştu. Sezonu iki galibiyetle açan Lyon, daha sonrasında ligde oynadığı 7 karşılaşmada ise bir galibiyet dahi alamadı. Sylvinho için ligin belki de en önemli maçı olan Saint Etienne karşılaşmasında alınan mağlubiyet ise bardağı taşıran son damla oldu. Bugüne kadar işlerin kötü gittiği yerlere pek de çare olamayan Rudi Garcia tercihini taraftarlar pek hoş karşılamadı. Neler yaşanacak hep birlikte göreceğiz.

Giampaolo – Milan

Son 80 yılın en kötü başlangıcına imza attı Giampaolo’nun Milan’ı, çok büyük ümitlerle takımın başına getirilmiş olsa da… Geçtiğimiz üç sezonda Sampdoria’da yaptığı işlerle, oynattığı sistemli futbolla dikkatleri çekmişti Giampaolo fakat oynatmak istediği futbol bu kadroya uygun muydu, tartışılır. Bence biraz daha zaman tanınmalıydı, Marco profilindeki bir hocayla (her ne kadar işler iyi gitmiyor olsa bile) ekimde yolları ayırmak bana biraz mantıksız geldi. Pioli tercihi ise beni biraz olsun şaşırttı, daha önce Lazio, Inter, Fiorentina gibi takımlarda şans bulmuş fakat çok da başarılı olamamıştı. Ben bu değişiklikle birlikte o beklenen seviyeyi atlayacağını düşünmüyorum Milan’ın, sadece günü kurtarmış olabilirler.

Di Francesco – Sampdoria

Giampaolo’yu bu listeye eklemişken Eusebio Di Francesco’ya değinmemek olmazdı. Giampaolo’nun bıraktığı sistemli ve güzel oyunu ne derece devam ettirebileceği büyük merak konusuydu, ettiremedi. Roma ve Sassuolo’da yaptığı güzel işlerden sonra bu denli bir başarısızlığı (7 maçta sadece 3 puan) kimse beklemiyordu. Geçen sezondaki başarılı oyunun başrollerinden Andersen Lyon’a, Praet ise Leicester’a gitmişti. Yerlerinin dolması için 50 milyon euro’dan fazla para harcandığı bir ortamda ligin dibine demir atmış olmak da İtalyan hocanın görevine son verilmesine yetti.

Javi Garcia – Watford

2017/18 sezonunun ikinci yarısında koltuğu Marco Silva’dan devralan Javi Garcia, bu sezon sadece dört hafta dayanabildi. Geçtiğimiz sezon kupada finale kadar yükselme başarısı gösteren ve ligi 50 puanla 11. sırada tamamlayan Watford’da hocanın gönderilmesi birçokları için hata olarak görülürken, takımın yeni teknik direktörü Quique Flores ile çıkılan 5 lig maçında da galibiyet alınamadı.

Bonus: İlhan Palut – Hatayspor

Kulüplerimizin iç yapısını birebir olarak gösteren bir kovulma hikayesi. Binbir türlü senaryo okuduk ama en sonunda netleşildi sanırsam. İç sahada oynanan Eskişehirspor maçı öncesinde yönetim hocaya birkaç isim verip “Bu topçuları oynatmayacaksın” diyor. Hoca kabul etmiyor, maçı da 1-0 kazanıyor. Galibiyetin cezası olarak da yollar ayrılıyor. Hikaye bu kadar.